CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca ve CHP milletvekilleri, depremde kurtarılan çocukların tarikat ve cemaatlere gönderildiği iddialarına ilişkin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı önünde basın açıklaması yaptı. Karaca, kurdukları ihbar hattına 39 kayıp çocuk bilgisi geldiğini söyledi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, İstanbul Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Mahmut Tanal, Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, ve Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi ile birlikte bugün Ankara’da Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na giderek kayıp çocukların tarikat ve cemaatlere teslim edildiği iddialarına ilişkin basın açıklaması yaptı.
Bakanlık’tan istedikleri randevu talebine bir haftadır yanıt alamadıklarını belirten Karaca, “Eğer randevumuz gerçekleşebilseydi sayın Bakan’a şunu da soracaktık, ‘Bakanlığın açıklamasında 82 çocuğun kimliğinin belirlenemediği, yine 104 çocuğun da kuruluş bakımında olduğunu ifade etti. Kamuoyunda bu çocukların tarikatlara ve cemaatlere teslim edildiği bilgileri var. Bu iddiaların doğru olup olmadığı doğru ise nereye teslim edildiği, nerelerde olduğuna ilişkin bu bilgilerin kamuoyundaki kaygıları da ortadan kaldıracak şekilde aydınlığa kavuşturulmasını isteyecektik” dedi.
Karaca, depremden sonra kayıp ve refakatsiz çocukların araştırılması için komisyon kurduklarını bir ihbar hattı oluşturduklarını söyledi. Karaca, “Oluşturulan komisyonumuzda genel merkezimizde bir ihbar hattı oluşturduk. Bu hatta gelen ihbarları değerlendirdik. Görüşmeler gerçekleştirildi ve özellikle kayıp ihbarları ve kayıp çocuk ihbarlarıyla ilgili çok ciddi çalışmalar yapıldı. Şu an itibariyle 18 yaş altı kayıp 39 çocuğun 34’ü 15 yaş altı” dedi.
Karaca konuşmasına şöyle devam etti:
“Aileler, yakınları bunlara hiç ulaşamamışlar. Sayın Aile Bakanlığı’ndan randevu alarak Aile Bakanlığı’na elimizdeki bu dosyadaki bilgileri paylaşmak Aile Bakanlığı’nın çalışmaları hakkında bilgi edinmek için arkadaşlarımız Meclis’ten yazılı olarak resmi randevu talep ettiler. Ama bugün itibariyle sayın Bakan da dahil olmak üzere Bakanlık’tan herhangi bir şekilde olumlu ya da olumsuz bir dönüş alınmadı. Takdir edersiniz ki olayın vahameti, üzerine düşülerek şeffaf bir şekilde kamuoyundaki kaygıları sona erdirecek şekilde açıklığa kavuşturulması gerekir. Bugün 7. gün ama Bakanlık’tan bir dönüş gerçekleştirilmedi. Komisyon üyesi arkadaşlarımızla birlikte sayın Bakan’ın burada olması durumunda sayın Bakan ile yüz yüze görüşerek bu konu hakkında karşılıklı bilgi paylaşımında bulunmak istedik.
Eğer bugün randevumuz gerçekleşebilseydi sayın Bakan’a şunu da soracaktık, ‘Bakanlığın açıklamasında 82 çocuğun kimliğinin belirlenemediği, yine 104 çocuğun da kuruluş bakımında olduğunu ifade etti. Kamuoyunda bu çocukların tarikatlara ve cemaatlere teslim edildiği bilgileri var. Bu iddiaların doğru olup olmadığı doğru ise nereye teslim edildiği, nerelerde olduğuna ilişkin bu bilgilerin kamuoyundaki kaygıları da ortadan kaldıracak şekilde aydınlığa kavuşturulmasını isteyecektik.
Bizim elimize gelen ihbarlarda aileler, yakınlar erişemedikleri, deprem bölgesinde ulaşılamayan kayıp olan çocukların bilgisi. Bakanlığın elindekiler kimliği belirlenemeyen ya da aileleri belirlenemeyen çocuklar olabilir ama bizdekiler deprem felaketinin yaşandığı illerde enkazdan çıkarılan ya da enkazda bulunamayan ama orada olduğu teyit edilen kayıp olan vatandaşlarımız ve çocuklarımız. Çok vahim bir tabloyla karşı karşıyayız. Cumhuriyet Halk Partisi olarak kayıp vatandaşlarımızın ve vatandaşlarımızın durumlarının araştırılması ve bir an önce bu çocukların kimliklerinin belirlenmesi ve ailelerin tespiti ve eğer aileler ölmüşse de devletin koruması altında olduğu iddia edilen ancak kamuoyunda tarikat ve cemaatlere teslim edildiği iddiaları bulunan bu çocukların nerede olduğunu şeffaf bir şekilde kamuoyunu bilgilendirecek şekilde aydınlatmakla görevliyiz.”
Karaca, yakınları bulunamayan tespit edilemeyen yurttaşların 0312 2074131 numaralı CHP Kayıp İhbar Hattı’nı aramalarını da istedi.
Bursa’da acil toplanma alanları yetersiz ve plansız: AFAD ve belediyelerin verileri neden uyuşmuyor?
Dünya üzerinde depremselliğin en yüksek olduğu bölgelerin başında gelen Türkiye’de yıllardır sayısız felaket yaşanıyor. Her felaketin ardından ise afetlerin değil, tedbirsizliğin insanları öldürdüğü tekrarlanıyor. Ancak günü kurtarmanın ötesine geçmeyen politika ve uygulamalar çözüm üretmiyor. Bursa Muhalif, olası afet ve acil durumlar için belirlenen kent planlamalarını Peyzaj Mimarları Odası Bursa Şubesi yetkilileriyle görüştü.
Türkiye’de her yıl ortalama olarak 25 binin üzerinde deprem meydana geliyor. Bu depremlerin çoğu insanlar tarafından hissedilmiyor. Ancak hissedilen şiddette olan ve büyük yıkımlarla sonuçlanan depremlerde bugüne kadar yüz binlerce insan hayatını kaybetti, milyonlarca insan ise farklı kentlerde sıfırdan hayat kurmak zorunda kaldı.
Son olarak Kahramanmaraş merkezli olarak, 9 saat arayla 7,7 ve 7,6 şiddetinde gerçekleşen depremlerde 45 binden fazla insan yaşamını yitirdi.
Yaşanan can kaybı bağlamında Türkiye tarihinin en büyük felaketi olan depremlerin ilk gününden itibaren gözlenen koordinasyonsuzluk, 11 ilde acil olarak yardım bekleyen 13 milyonu aşkın insan için geri dönüşü olmayan tahribatlar yarattı. Yıllar boyunca yaşanan her deprem binlerce insanın ölümüyle sonuçlanmasına rağmen siyasi ve ticari rant öncelikli kentleşme politikalarından vazgeçilmemesi ve hala afet acil durumlarına karşı etkin risk azaltma politikalarının üretilemiyor olması, son depremlerde kamu kurumlarının koordinasyonsuzluğu ile birlikte yurttaşlar tarafından oldukça fazla eleştirildi.
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise, “5 milletvekiliyiz. Burası bakanlık. Bakan parlamento üyesi değil, parlamentonun teamüllerini de bilmiyor. Eğer bilseydi nezaketen bir telefonla geri dönerdi. Bugün buraya geldik yine kendisi yok. Eğer bizler milletvekilleri olarak bu konuda bakanla görüşemiyorsak vatandaşa nasıl ulaşacaklar” dedi.
Haber merkezi