Deprem sonrası İskenderun’dan Bursa’ya gelen depremzede; depremin ilk üç gününde devlet yoktu halk vardı diyerek “Kendi şehrimizi de kendimiz inşa edeceğiz yaramızı da kendimiz saracağız” dedi.
Maraş merkezli yaşanan iki büyük deprem sonrası birçok yurttaş doğup büyüdükleri toprakları terk ederek başka illerdeki akrabalarının yanına gitmek zorunda kaldı. Önemli sanayi illerinden Bursa, ilk göç alan iller arasında yer alıyor. Resmi bir açıklama olmasa da Bursa’ya gelecek göç sayısının tahmini 150 bin civarı olacağı belirtiliyor.
Bursa’nın birçok ilçesinde depremzedelere rastlamak mümkün. Bu nedenle hemen her yerde belediyeler, kitle örgütleri, sendikalar, siyasi partiler, gönüllü yurttaşlar depremzedelerle dayanışma içerisine girip ihtiyaçları karşılamak için çaba gösteriyor.
Biz de emekçi mahallelerinden biri olan Piremir Mahallesi’nde Ahmet isimli depremzede ve ailesiyle konuşuyoruz.
“Devleti günler sonra gördük”
İskenderunlu olan aile 7 kişiyle eşinin anne ve babasının yanına gelmiş. Eve girip hal hatır soruyoruz, televizyonda A Haber açık. Deprem bölgelerinde yapılan çalışmalar hakkında yayın yapılıyor. Ama ailenin anlattıkları televizyonda anlatılanların tam tersi. Hiçbir şeyin A Haber’de gösterildiği gibi olmadığını söyleyen aile üyeleri, “Bizler kendi yakınlarımızın cesetlerini ellerimizle çıkardık. İlk üç gün kimse yoktu biz bize kaldık. Devlet yoktu sokakta enkaz başlarında sadece halk vardı. Yaşadığımız şoku atlatmaya çalışırken bir yandan da eş dost akrabalarımızı canlı çıkarmak için uğraştık. Devleti günler sonra gördük. Asker ilk günlerde yoktu. Artık enkaz altında cesetlerimiz kokmaya başlamıştı. Bu günleri unutamayacağız. Şehirde taş üstünde taş kalmadı desek abartı olmaz. Evimiz yıkıldı bizlerde mecburen eşimin ailesinin yanına geldik” diyor.
“Ben de gelirsem burada kim çalışacak”
Ailenin en büyük oğlu iş makinesi kullanıyormuş: “Oğlan bizimle gelemedi iş makinesi kullandığı için enkaz çalışmalarına katılıyor. İlk günler toplu mezar kazdı şimdi de enkazda çalışıyor.” Ninesi İskenderun’da enkaz çalışmalarında çalışan torunu için endişeli. Bursa’ya gelmesini istiyor ama torunu “Oraya gelirsem burada kim çalışacak içim rahat etmez” diyormuş.
Depremzede Ahmet diğer oğluyla tekrar İskenderun’a gideceğini, yıkılan evlerinden geriye ne kaldıysa onlara bakacağını söylüyor. Uzun ve yorucu bir sürecin kendilerini beklediğini söyleyen Ahmet “İskenderun sokaklarında çocukluğum geçti ne kadar zor da olsa şehrimize geri döneceğiz ve tekrar inşa edeceğiz” diyor. Ahmet devlet tarafından yalnız bırakılmanın öfkesini ise şöyle dile getiriyor: “Kendi şehrimizi kendimiz inşa edeceğiz yaramızı da kendimiz saracağız.”
Uğur Ökdemir