Osmanlının başkenti olan Bursa’nın birçok noktası tarihi yapılarla dolu. Fakat tarihi yapılar ya ticari kuruluşların insafına ya da kaderine terk edilmiş durumda.
1508 yılında Osmanlı hükümdarı 2’nci Bayezid tarafından yaptırılan ‘Pirinç Han’ 1855 depreminden sonra hasar görmüş ve yakın zamanda restore edilerek hanın alt katı kafelere üst katı da küçük dükkanlara bırakılmış.
Denetimsizlik Pirinç Han’ın tarihi dokusunu yok ediyor. Alt tarafta bulunan kafeler tarihi duvarlara tenteler asarken üst katta bulunan küçük dükkanlar tarihi dokuya uygun kapıları sökerek çelik kapı takmaya başladı.
İlk olarak 2018 yılında stüdyo çalışmaları için tutulan bir dükkanın kapısı sökülerek çelik kapı taktırılmıştı. Daha sonra çelik kapı esnafın ve çevre sakinlerinin tepkisinin ardından sökülüp yerine hana uygun kapı takıldı. Yaşanan olay sonrasında bir daha “Han’a uygun olmayan kapı takılmaz düşüncesi” akıllara gelse de yıllar sonra Han’a tekrardan çelik kapı monte edildi. Han içerisinde toplamda 9 çelik kapı bulunuyor.
Tarih sadece dış yüzünü göstermek mi?
Anıtlar Kurulu denetiminde olan han anlaşılıyor ki hiçbir koşulda denetlenmiyor. Hiçbir denetleme yapmayan Anıtlar Kurulu, tepkiler sonrası harekete geçiyor. Konu ile ilgili görüştüğümüz Anıtlar Kurulu Müdürlüğü devlet memuru oldukları için açıklama yapamayacaklarını söylerken, yaşanan usulsüzlük ile ilgili dava açıldığını söylemek dışında başka bilgi vermiyor.
Handa ki tek tahribat çelik kapılar değil. Alt katta bulunan kafelerin tarihi duvarlara tente çakması ve hanın giriş kaplarının yan bölümleri ardiye olarak kullanılması tarihi yapılara verilen değeri gözler önüne seriyor.
“Tarihi yapıları gün yüzüne çıkarıyoruz” propagandası ile Hanlar Bölgesi’ni gün yüzüne çıkaran Bursa Büyükşehir Belediyesi tarihin sadece dış yüzünü göstermek mi istiyor? Anayasa’nın 24. Maddesi’ne göre, “Devlet malı niteliğini taşıyan korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıklarının devlet elinde ve müzelerde bulundurulması ve bunların korunup değerlendirilmeleri devlete aittir.”
Tarihi eserde olmaması gereken en önemli şey neyse o yapılmış
BursaMuhalif’e görüş veren araştırmacı yazar Raif Kaplanoğlu, “Tarihi eserde olmaması gereken en önemli şey neyse o yapılmış. Bir tarihi eserde çelik kapının yapılması son derece komik, hatalı ve hiç yakışmamış. Buna nasıl izin veriliyor, kim izin veriyor, nasıl yapılıyor? Herkes keyfine göre mi bu kapıları takıyor? Bunlar keyfi şekilde yapılmış. Bu elbette olmaması gereken hatalı bir uygulama. Bu kapılar restorasyon sırasında belgelere dayanılarak araştırılarak belirlendi ve ona göre yapıldı. Bir tarihi eserde böyle bir kapının olması mümkün değil.” dedi.
Uğur Ökdemir/Sibel Kahraman/İhsan Çelepkolu