Bursa'daki Boğaziçi protestosu polis tutanağında 'korsan gösteri' sayıldı

Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyum rektör atamasını Bursa’da protesto etmek isteyenlerin yargılandığı dava görülmeye başlandı. Mahkeme 26 Eylül’e ertelendi.

Bursa Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla Boğaziçi öğrenci ve akademisyenlerine destek amacıyla 12 Şubat 2021’de Setbaşı’nda düzenlenmek istenen basın açıklaması polis saldırısıyla engellenmişti. Aralarında BursaMuhalif Gazetesi çalışanı 3 gazetecinin de olduğu 19 kişi polis saldırısıyla gözaltına alınmıştı. Gazeteci Ozan Kaplanoğlu’nun kolu polisin gözaltına almaya çalıştığı esnada, omzundan çıkmıştı. Gözaltına alınarak Bursa Emniyeti Terörle Mücadele Şubesi’ne götürülen, yaklaşık 2 gün gözaltında tutulan 19 kişinin telefonlarına da 1,5 yıl süreyle el konulmuştu.

Aradan geçen 1,5 yıllık sürenin ardından gözaltına alınan 16 kişi hakkında, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek suçlamasıyla Bursa 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşması bugün görüldü. Duruşmaya katılan Yüksel Akgün, çok sayıda kurum ve sendikanın bileşeni olduğu Bursa Demokrasi Güçleri’nin Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan kayyumu protesto etmek amacıyla düzenlemek istediği basın açıklamasının polisin saldırısıyla gerçekleşme olanağı bulamadığını beyan etti. 

Boğaziçi’nde eylemler devam ediyor

Açıklama yapmak için Setbaşı’nda bir araya gelmek isteyenlerin, polisin engellemesi ile karşılaştığını söyleyen Akgün, “Biz hazırlık yaptığımız esnada polisler geldi ve bu alanda basın açıklaması yapılmasının yasak olduğunu söylediler. Ben de kendilerinden yasak olduğuna ilişkin kararın gösterilmesini istedim ancak göstermediler. Sonrasında, açıklama yapamayacağımızı anlayınca alandan ayrılmaya karar verdik. Bu konuda kolluğa da bilgi verdik ancak ayrıldığımız esnada polisler müdahale etmeye başladılar.” dedi. Basın açıklaması yapmanın anayasal bir hak olduğunu belirten Akgün, Boğaziçi’nde 700 gündür akademisyenlerin halen eylemlerine devam ettiğini de hatırlattı. 

Muhalif gazetecilik gözaltına alındı

BursaMuhalif Gazetesi’nde 3 yıldır gazetecilik yaptığını söyleyen Gökay Küpeli de kendisinin görevi başında polis tarafından zor kullanılarak gözaltına alındığını ve hakaretlere uğradığını belirtti. Küpeli, alana gittiğinde karşılaştığı polis sayısının çokluğunu şu sözlerle ifade etti:

“Basın açıklamasının gerçekleşeceği alana yaklaştığımda düşündüğüm şey, ‘bir suikast ya da bomba mı patladı burada’ oldu”

“Muhalif bir kimlikle gazetecilik yaptığım için o gün basın açıklamasının yapılacağı alana metrelerce uzaklıkta gözaltına alındım” diyen BursaMuhalif Gazetesi’nden Nur Derya, haber takibi yaptığı esnada polisin hukuksuz tutumuyla karşı karşıya bırakıldığını söyledi. 

Hem anayasaya hem de AİHM kararlarına göre suçun unsurları oluşmamıştır

Avukatların savunmasına geçildiğinde ilk sözü alan Aslı Evke Yetkin, suçun unsurlarının oluşmadığını belirterek, “Müvekkillerim basın açıklaması yapmadan müdahaleye maruz kalmışlardır. Kaldı ki bu alanda basın açıklaması yapılmayacağına ilişkin herhangi bir karar ilanı ve usulüne uygun anons yoktur.” diyerek yapılan gözaltının hem anayasa hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına göre hukuksuz olduğuna dikkat çekti. 

“Bir kısım müvekkilim Setbaşı’nda açıklama yapmak istemiştir, bir kısım açıklama yapılacak olan alana gidemeden Heykel bölgesinde gözaltına alınmıştır. Gözaltına alınanların bir kısmı gazetecidir. Bir kısmının ise olay ile hiçbir ilgisi yoktur.” diyen Avukat Aysun Torun Sütçü de suçun unsurunun oluşmadığını beyan ederek beraat talep etti.

Polisin tutanağında basın açıklaması ‘korsan gösteri’ oldu

Polisin soruşturma tutanaklarına basın açıklamasını ‘korsan gösteri’ olarak geçtiğini belirten Avukat Ahmet Keskin, Bursa Demokrasi Güçleri'nin sendikalar, meslek örgütleri, siyasi partiler ve derneklerden oluştuğunu, buradan yapılan çağrının Bursa'nın pek çok bileşenin ortak kararı olduğunu söyledi. “Hukuksuz gözaltıların örtbas edilmesi istenmesi sebebi ile korsan gösteri olarak soruşturma başlatılmıştır. Sonrasında terör ile ilişkilendirilmeye çalışılmıştır. Müvekkillerim bu sebep ile gözaltında kalmış ve telefonlarına bir buçuk sene el konulmuştur. Kolluğun yapmış olduğu yanlış işlemleri kapatmak için bu şekilde soruşturma yürütülmüş ve iddianame tanzim edilmiştir.” dedi. Kolluğun bu beyanlarla yargıyı etkileme amacı taşıdığına dikkat çeken Keskin, suçun unsurlarının oluşmadığını belirterek derhal beraat kararı verilmesini istedi.

Mahkeme diğer sanıkların ifadesine başvurulmak üzere 26 Eylül 2023 tarihine ertelendi.

Haber Merkezi