Bursa’da Yıldırım Belediyesi, mahkeme kararına rağmen binaları yıktı. Ulus ve Arabayatağı mahallelerinde mahkemenin ‘yıkım kararının durdurulması’ yönünde kararı olmasına rağmen belediye ekipleri tarafından Taşköprü Derneği’nde yıkım gerçekleşti.
“Ya belediye yalan söylüyor, ya da mahkemeler”

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Bursa Büyükşehir Belediyesi CHP Meclis Üyesi Şahin Sevinç yıkımların sadece Arabayatağı ve Ulus mahalleleriyle sınırlı kalmayacağını, çevredeki 6 mahalleye de yayılacağını dile getirdi.
Sevinç, “Yıldırım bölgesinde 6 mahallemizin adeta sorunu haline gelen bir bölgedeyiz. Şu an Arabayatağı ve Ulus mahallesindeyiz. Kamuoyu vicdanını rahatsız eden, kamuoyunu inciten bir görüntüyle karşı karşıyayız. Burada hangi vicdan rahat bir şekilde kalkıp hareket edecek ve bu yıkımlara ses çıkarmayacak. Değerli arkadaşlar 20 yıldır buralara göz yumuldu ve 20 yıdır karşılarına çıkıp ‘niye yıktınız, niçin yaptınız buraları, niye kendinize ev haline getirdiğiniz veya dernek haline getirdiniz’ diye hiçbir kimse ses çıkarmadı ve konuşmadı. Ama 20 yılın sonunda bugün gelip yıkım kararı aldılar. Buradaki durum muhtemeldir ki bu burayla bitmeyecek, 6 mahallenin tamamına sirayet edecek. Bu yıkımların bu şekilde olmasını doğru bulmuyorum. Avukat arkadaşlar yürütmeyi durdurma kararı aldıklarını söyledi. Yürütmeyi durdurma kararı varsa niçin yıkım yapılıyor? Ya belediye yalan söylüyor ya da mahkemeler. Belediyenin yıkım kararı halkın hukuka ve adalete güvenci zedeleyecek” dedi.
“25 tane yıkımı durdurma kararımız var”
Bursa Adil Kentsel Dönüşüm Derneği Başkanı Selim Taşköprü, 25 tane yıkım durdurma kararına rağmen yıkımın gerçekleştiğini söyledi.
Taşköprü, şunları söyledi:
“Normalde şu anda 25 tane durdurma kararımız var. Bu arkadaşlar durdurma kararı olmasına rağmen yıkım yapıyorlar. Bu kadar halkı burada mağdur ettiler. Bu yıkımlar sadece bu bölgeyle sınırlı kalmayacak ve yıkımlara devam edecekler. Avukatlarımız mahkeme kararlarını belgelerle açık açık ortaya koymalarına rağmen yıkımı gerçekleştiriyorlar. Belediye bize ‘3 yıl önce buranın yıkılma kararı olduğu için yıkıyoruz’ dedi. Onun üzerine burayı yıktılar. Yani kanunsuz bir işlem yapılıyor.”

“Belediye yıkım bölgesindeki tapuları kendisine tahsis etti”
Bursa Adil Kentsel Dönüşüm Derneği’nin avukatı Mehmet Türker, Yıldırım Belediyesi’nin insanların tapularını başka alanlara kaydırarak, yıkım bölgesindeki tapuları belediyeye tahsis ettiğini söyledi.
Türker, şöyle konuştu:
“Burasıyla ilgili yaklaşık 3 aylık bir sürecimiz var. 3 ay boyunca belediye öncelikle burada tapusu olan bütün insanları başka bölgelere göndererek sadece alanı kendisine tahsis etti. Tahsis ettikten sonra da buraya yıkım kararı alarak, daha doğrusu gecekondu kanununa göre işlem yapmak istedi. Biz belediyenin göndermiş olduğu işleme karşı dava açtık ve yürütmeyi durdurduk. Belediye bu şekilde ilerleyince ikinci bir yazı daha gönderdi. Bunun da yürütmesini durdurduk. Belediye akabinde yeni bir encümen kararı aldı. Encümen kararıyla ilgili de yürütmeyi durdurma aldık.
Yani buradaki bütün binaların en az 3 tane yürütmeyi durdurma kararı var. Fakat belediye bunların hiçbirine uymayarak en son bugün yapmış olduğumuz görüşmelerde Yıldırım Belediyesi’nin daha önceki kaçak yapı için uygulamış olduğu yıkım kararları var. Yaklaşık 4-5 sene önceki olaylar bunlar. Bunları kâle alarak bu yıkımı gerçekleştirdiklerini iddia ediyorlar. Fakat bu da hukuka aykırı bir işlem var, tamamen bir yargı faciası söz konusu. Mahkemeyi, yargıyı hiçe sayarak verilen bütün yürütmeyi durdurma kararını dinlemeyerek burada bir yıkım gerçekleştirildi.
Burada normalde yapılması gereken şuydu; bu bölge daha önceden tapusu olan insanların üzerinde yapmış oldukları binaların kamulaştırma gereği en azından enkaz bedelleri ödenerek buranın yıkılması gerekirken belediye apar topar yapmış olduğu planlar çerçevesinde burayı acil bir şekilde yıkarak insanları mağdur etti. İnsanların eşyalarını dahi içeriden çıkarmasına izin vermediği zabıtalar ve polisler eşliğinde insanların eşyaları içeriden alındı.
Burada önemli olan konu şu, kamuya tahsisli bir dernek binası vardı. Bu dernek binası bütün insanların fakir, fukaranın harçlıklarıyla, ödemiş oldukları katkılarla kuruldu. Burası insanları taziye yeri, bayram yeri. Fakat belediye buna da itibar etmeyerek, herhangi bir yer tahsis etmeyerek, derneğin yerini yıkarak insanları mağdur etmiştir. Şu an yıkım kararları gerçekleşti. Akabinde biz bu yıkım kararını, mahkeme kararlarını dinlemeyen memurlar ve yetkililerle ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunacağız ve tazminat davası açacağız.”

“Kentsel Dönüşüm adında rantsal dönüşümle buraları yıkıyorlar”
Muş Yaygın-Der Başkanı Turan Taşköprü ise kentsel dönüşüm adı altında bölgenin rantsal dönüşüme kurban gittiğini ifade etti:
“Yaklaşık 23 yıldır bu bölgede yaşıyorum. Bu bölgede yaşayan insanlar gerçekten büyük sıkıntılar yaşıyor. Adam köyde tarlasını satmış, ondan sonra hayvanlarını satmış, gelmiş bin bir zorlukla bir yer almış. Onun üstüne bir bina yapmış. Bu binayı yapınca tabii gitmiş tapu dairesinde tapusunu almış, elektriğini almış suyunu almış. Ondan sonra aradan yıllar geçince tabii kentsel dönüşüm adına rantsal dönüşüm olarak buraları yıkıyorlar. Buradaki halkı mağdur ediyorlar. Yıkımı yapılan Muş Yaygın-Der, 29 köyden oluşan bir dernek ve yaklaşık 6 bin üyesi var burada.
Şunu söylemek istiyorum, bu insanlar bugün bu kadar mağdur, iki gün sonra buraya gelip de bu insanlardan nasıl oy talep edeceksiniz? Son olarak Ulaş Bey (Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ulaş Akhan), Alinur Aktaş ve Oktay Yılmaz Bey, eğer bu kentlerin güzelleşmesi için çok iyi biliyorsanız, Bursa’ya çok hakimseniz, şu anda yolu, suyu, elektriği olmayan köyler var. İlk önce gidin oraları temizleyin. Oralara su, elektrik, doğal gaz verin ondan sonra gelin. Sonra gelin biz bu bölgeyi size hibe edelim. Günahtır bu insanlara. Bursa’da yaşayan ve Muş’tan göç etmiş yaklaşık 300 bin aile var. Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Yıldırım Belediyesi bu aileleri karşılarına aldılar.”

İhsan Çelepkolu-Onur Egemen