Bursa Su Kolektifi, Dünya Su Günü’nde susuzluğa ve doğanın kirletilmesine dair uyarılarda bulundu. Düzenlenen basın açıklamasında “Başta içme suyu sorunu olmak üzere dere, göl ve denizlerimizi kirletilmesini engelleyecek sıkı önlemler alınması ve acil önlem planı oluşturularak kirletilmiş kuraklığa son verilmesini istiyoruz. ” şeklinde ifadelere yer verildi.
Bursa Su Kolektifi, son yağışlardan önce Nilüfer Barajı’ndaki su seviyesinin 0, Doğancı Barajı’nda ise %24 seviyesine kadar indiğini hatırlatarak, daha düşük seviyelere inmemesi için, yeraltı suyunun kullanımına ağırlık verildiğini bildiklerini söyledi. 20 yıldır Türkiye’nin yönetiminde olan AKP Hükümetinin politikalarının, iklim krizini körüklediğini belirten Bursa Su Kolektifi üyeleri, yeni kömürlü termik santralleri, çimento, demir çelik gibi diğer ülkelerin kaçırdığı yoğun enerji tüketen yatırımlarını teşvik ettiğini söyleyerek uyarılarda bulundu.
AKP, devletin halk adına korumakla yükümlü olduğu ormanlarımızı talana açtı
Bursa Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü önünde açıklamayı okuyan Bursa Su Kolektifi üyeleri Figen Ovat ve Habib Göbele, 20 yıldır Türkiye’nin yönetiminde olan AKP Hükümetinin politikalarının iklim krizini körüklediğini söyleyerek, iklim krizini önlemede birinci derecede öneme sahip olan ormanların, çıkan yangında küle dönmesine AKP’nin seyirci kaldığını, THK uçaklarının orman yangınlarını söndürmelerine izin vermediğini ifade etti. Açıklamada, kirlilik denetim mekanizmalarını yozlaştırmasının patronların da işine yaradığı belirtilerken, derelerin, göl ve denizlerin daha önce hiç görülmeyen boyutta kirletildiği vurgulandı.
Evsel ve endüstriyel kullanımdan çıkan atık sular arıtılıyorsa Nilüfer Çayı ve Bursa genelindeki diğer dereler neden zehir akıyor?
Bursa Su Kolektifi üyeleri, Bursa Büyük Şehir Belediyesi’nin kentte inşa edilen atık su arıtma tesislerinin çokluğuna dem vurduğunu söylerken, evsel ve endüstriyel kullanımdan çıkan atık sular arıtılıyorsa Nilüfer Çayı ve Bursa genelindeki diğer dereler neden zehir akıyor şeklinde soru yönelterek, Bursa’nın gözbebeği Nilüfer Çayı’ndan akan sular başka hiç bir amaçla kullanılmayacak boyutta kirletilmiş durumdadır açıklamasını yaptı. Nilüfer Çayı’ndan su içen hayvanın ölüceğini, sulanan tarlaların ürün vermeyeceğini belirten Bursa Su Kolektifi üyeleri, sudaki kirliliğin iklim krizinin yarattığı kuraklıktan farkı kalmadığını belirtti.
Kirliliği ortaya çıkaran akademisyenlere AKP Hükümeti yaşama hakkı tanımıyor
Ne Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın, ne Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın, ne de Sağlık Bakanlığı’nın, sulardaki kirletilmeyi engelleyecek gerekli denetim mekanizmalarını oluşturmadığını söyleyen Su Kolektifi üyeleri, bu durum AKP Hükümetlerinin devlet organlarının halk için değil, patronların yani kapitalizmin güdümünde olduğunu gözler önüne sürmektedir şeklinde açıklamalarda bulundu. Sağlık Bakanlığı’nın çevrenin sağlık üzerine etkisi araştırma sonuçları halka açıklamadığı için araştırmada görev alan Bülent Şık’ın analiz sonuçlarını basınla paylaşarak, sanayi atıkları sızan içme sularında arsenik, ağır metal ve tarım zehiri olduğu ortaya çıkması üzerine bu belgeleri açıkladığı için Bülent Şık’ın yargılanmasının AKP Hükümetlerinin suyu kirleten patronların karlılığını halkın sağlığından daha üstün tuttuğunu kanıtladığını söyledi. Yapılan açıklamada ayrıca Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’nun da Dilovası’nda yaptığı araştırmada kimyasal kirliliğin anne sütünden bebeklere geçtiğini ortaya çıkardığı için hakkında dava açılıp KHK ile akademik görevinden uzaklaştırılması, kirliliği ortaya çıkaran akademisyenlere AKP Hükümetinin yaşama hakkı tanımadığını göstermekte olduğunun da altı çizildi.
AKP Hükümetleri sulama göletlerinden köylüye verdiği suyu parayla sattı
Bursa Su Kolektifi üyeleri, AKP Hükümetinin sulama göletlerinden köylüye verdiği suyu parayla sattığını da belirterek, vadilerde akan suların bir vadiye yönlendirilmesiyle diğer vadilerin kurutulduğunu ifade etti. Bunun sonucunda doğada yaşayan hayvanların susuzluktan öldüğünü söyleyen Su Kolektifi üyeleri, sulama birlikleri özelleştirmeye giderek sulamadaki devlet teşvik ve desteğini ortadan kaldırdığını da vurguladı.
Başta AFAD ve Kızılay olmak üzere devlet organlarındaki yozlaşma ve beceriksizlik çok sayıda insanın yaşamını yitirmelerine neden oldu!
Yapılan açıklamada, ovadaki yapılaşmanın gıda krizine kapı aralarken, Türkiye’nin içinde bulunduğu yüksek deprem riskinin de AKP hükümeti tarafından göz ardı edildiği, dayanıksız binaların üretilmesine izleyici kalındığı belirtildi. Depremden sağ kurtulanların, susuzluk, açlık ve barınma olmak üzere çok daha büyük sorunlarla baş başa kaldığını belirten Su Kolektifi üyeleri, Başta AFAD ve Kızılay olmak üzere devlet organlarındaki yozlaşma ve beceriksizliğin çok sayıda insanın yaşamını yitirmelerine neden olduğunu söyledi.
Bursa Su Kolektifi olarak Dünya Su Günü’nde uyarıyoruz
Bursa Su Kolektifi üyeleri son olarak dere, göl ve denizlerin kirletilmesini engelleyecek sıkı önlemler alınmasını, acil önlem planı oluşturularak kirletilmiş kuraklığa son verilmesini istediklerini söyleyerek; suyu savunmaya, yanlış yapılanları ve yapılmayanların takipçisi olmaya devam edeceklerini vurguladı.
Haber Merkezi