Su Kolektifi, 13. kez Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü önünde buluştu. Buluşmada basın açıklaması yapıldı. Doğanın talan edildiğinden söz edilen açıklamada, ekokırım politikalarını ifşa etmeye devam edileceği mesajı verildi.
Bursa Su Kolektifi’nin gönüllüleri, su kaynakları ve giderek artan doğa talanına, karşı 13. kez Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü önünde buluştu. Bursa Su Kolektifi “ekolojik çöküşe” dikkat çekmek için her ay basın açıklaması düzenliyor. Ekolojik felaketlere karşı mücadeleyi büyütmek adına yapılan basın açıklamasında, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde devam eden madencilik faaliyetlerinin su kaynaklarına ve doğaya verdiği zarardan söz edildi.
Marmara’da yaşam belirtileri azalıyor
Geçtiğimiz yıl Marmara Denizi’nde ortaya çıkan müsilaj sorununa da değinen Bursa Su Kolektifi, derelerin ve denizin yıllarca foseptik çukuru olarak kullanıldığından bahsetti. Kamuoyunun baskısı üzerine ‘Müsilaj Eylem Planı’ hazırlandığına dikkat çekilen açıklamada, çevre felaketine karşı önlemlerin geliştirilmesi üzerine umutlandıklarını ancak sürecin devamında iktidarın harekete geçmediğinin gözlemlendiği belirtildi.
Marem Araştırma Grubu, ODTÜ Bilim Gemisi Araştırma Grubu ayrıca Balıkesir Üniversitesi, Ardahan Üniversitesi, Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nden bilim insanlarının bir araya gelerek oluşturdukları araştırma grubunun Marmara Denizi’nin kirliliği ile ilgili geçtiğimiz ve bu ay açıkladığı bilimsel araştırma sonuçları deniz ekosisteminin canlı yaşamı için son derece elverişsiz durumda olduğunu gösterdi. Açıklamada bilimsel raporlara atıfta bulunularak şu ifadelere yer verildi: “1170 m. derinliğe sahip olan Marmara Denizi’nde son bilimsel araştırmalara göre oksijen bitmiş, su yüzeyinden sadece 35 m. hatta kimi yerde yalnızca 25 m. derinlikte canlı yaşamı belirtileri kaldığı, daha derinlerde canlı türlerinin ve çeşitliliğinin yok olduğu açıklanmaktadır. Çok yoğun kirletilmesi nedeniyle bir zamanlar 120’den fazla balık çeşidinin olduğu Marmara Denizi’nde ne yazık ki balık türleri yaşayamaz hale geldi. Her türlü ekolojik yıkımın yükünü en fazla çeken halkın bir zamanlar ucuz protein kaynağı olan zengin balık çeşitlerinden Marmara Denizi’nde sadece 2-3 çeşit kaldığı, onların da tespit edilen balık pandemisinin giderek artan tehdidi altında can çekiştiği yine bilimsel raporlarda açıklanmaktadır.”
‘Ekokırım politikalarını ifşa etmeye devam edeceğiz’
Bundan sonra da yıkımların kaynağında, yıkımların sonuçlarının olduğu ekokırım alanlarında, sorumlu kurumların önünde uygulanan ekokırım politikalarını ifşa etmeye devam edeceklerini açıklayan Bursa Su Kolektifi üyeleri, “Denizlerimizi, akarsularımızı, göllerimizi, özgür sularımızı yağmalayanlardan, kirletenlerden, meta gibi alıp satanlardan hesap sormaya, suyun sesi olmaya, gerçekleri duyurmaya, her geçen gün daha da güçlü haykırmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi.
Haber Merkezi