Bursa Demokrasi Güçleri zamlara, düşük ücretlere ve yoksulluğa karşı yaptığı basın açıklamasıyla protesto etti.
Fomara Meydanı’nda bir araya gelen Bursa Demokrasi güçleri, “Düşük ücretlere ve yoksulluğa karşı ortak mücadeleyi büyütelim” dedi.
Bursa Demokrasi Güçleri adına açıklamayı okuyan Yiğit Can Karahan, “Biz sefalet ücretiyle geçinmeye çalışırken, kendisi üç beş ayrı yerden, 80-100 bin lira maaş alan gözü doymayanlara öfkeliyiz. Bizden çaldıklarıyla zengin olanlara, emeğimizi sömürenlere, bizi yoksul bırakanlara öfkeliyiz. Pandeminin ölümcül koşullarında hastanelerde, okullarda, trafolarda, yollarda, marketlerde, depolarda, fabrikalarda asgari ücrete mahkûm edilen, güvencesiz çalışan işçiler olarak öfkeliyiz” dedi.
Kat kat yoksullaştık
Aylardır daha ne kadar kötü olabilir ki diye düşünürken Türk Lirası’nın hepimizi hayrete sokan bir hızla ve bile isteye değersizleştirilmesi ile kat kat yoksullaştık diyen Karahan, “Biraz daha idare edelim, bugünler de geçer diyebileceğimiz tek bir gün kalmadı. TL ile aldığımız ücretlerimiz daha birkaç yıl öncesine kadar uzak bir kötü senaryo gibi gelen Çin seviyesinin altına itilirken, Saray’ın garantili ihalelerle Dolar ile beslediği yandaş müteahhitlerin, işçiye TL ile ödeyip gelirini Dolar üzerinden kazanan sermayenin, ülkeyi yabancı sermayeye kelepir mal gibi satan ve milyar dolarları istifleyen iktidar sahiplerinin serveti de katlanıyor. Akıl almaz bu yükseliş sadece bizim yoksullaşmamız anlamına gelmeyebilir. Bu kriz AKP-MHP iktidarının korkulu rüyası Gezi’nin başka bir tezahürü, iktidarı alaşağı edecek bir direniş hareketi ve kendi iktidarını ilan edecek bir cürete kavuşabilir. Hepsi bizim elimizde” dedi.
Elimizde tek kalan şey çırılçıplak emeğimiz
Bugün içinde bulunduğumuz kriz ne basitçe hükümetin değişmesiyle çözülebilir ne de sermayenin çıkarlarına dayalı başka bir ekonomik planla diyen Karahan, “Bu düzen daha fazla böyle gidemeyeceğini bize söylüyor. Ne deremiz kaldı ne suyumuz; ne toprağımız kaldı ne fabrikamız. Elimizde tek kalan şey çırılçıplak emeğimiz. Emeğimizi, bedenimizi, toprağımızı, suyumuzu, ülkemizi özgürleştirmek için, bizim olanı geri almak için; şimdi hiç beklemeden komşumuzun kapısını çalalım, bir tencere bir tava ile dökülelim sokaklara. Bir ıslık, bir ritim bizi buluşturur sokakta. Gözümüzü pencereye dikmek, kulağımızı sokağa vermek yetmez. Başkasından beklemeden, başkasının bizden beklediğini hep birlikte hayata geçirelim. Bir işaret fişeği her şeyi değiştirebilir. O işaret fişeğini yakacak ateş bizim ellerimizde. Bu sefer sadece bir akşam veya her akşam sokağa çıkarak değil, aynı zamanda bizden çalınanları geri alarak, özelleştirilen her şeyi toplumsallaştırarak, tüm kaynakları ve varlıkları halka eşit bir biçimde paylaştırarak. Yani devrim hemen şimdi, sosyalizm hemen şimdi diyerek olabilir. Bu sefer sadece itiraz etmeyeceğiz, sadece protesto etmeyeceğiz. Hayal ettiğimiz dünyayı kendi ellerimizle kuracağız” dedi.
BursaMuhalif.com/Haber Merkezi