AKP milletvekillerinin imzası ile sözde Uludağ’ın planlanması, yönetilmesi ve denetlenmesi amacıyla Uludağ Alan Başkanlığı kurulması için TBMM’ye verilen kanun teklifi çevrecileri ayağa kaldırdı. Bursa’nın hayat damarı konumundaki Uludağ’ın ranta ve talana kurban edilmek istendiğini ve ilk kez bir milli parkın, milli park olarak koruma altına alınmasına neden olan ekolojik niteliklerine hala sahip olduğu halde milli park korumasından çıkartılmak istendiğine dikkat çeken Bursa Çevre Platformu, Uludağ’ın milli park olarak kalması gerektiğini gerekçeleri ile anlatarak net bir dille iktidara ve TBMM’ye seslendi.
Ovası her geçen gün betona boğulan, ‘Yeşil‘ sıfatı gün geçtikçe ‘Gri‘ olarak anılmaya başlanan, tarım alanlarını kirli ve plansız sanayiye kurban veren ve artan hava kirliliği ile baş başa kalan Bursa, hayat damarı konumundaki Uludağ’ı da ranta kurban vermek istemiyor.
Uludağ’ın çok elden yönetildiği bahanesi ile tek bir alan başkanlığı kurulması gerekçesi ile AKP milletvekilleri tarafından verilen teklifin kanunlaşması durumunda Uludağ’ın milli park statüsünden çıkarak yapılaşmaya açılacağını, bu durumun sahip olduğu endemik bitkiler ve doğal yaşamın yok edilmesine neden olacağını belirten Bursa Çevre Platformu bileşenleri, bugün Fomara Meydanı’nda iktidar ve TBMM‘ye seslendi.
“İlk kez özelliğini koruyan bir milli park, yağma ve talana açılmak isteniyor”
Platform adına Caner Gökbayrak ve Kemalettin Yıldız ortak açıklama gerçekleştirdi. Gökbayrak sözlerine, “Bursa’nın üzerinde kara bulutlar dolaşıyor. Siyaset eliyle bir katliama karar verilmek üzere. Bu öyle bir ekokırım ki, eşi benzeri yok. Türkiye’de ve belki de dünyada ilk kez bir milli park, milli park olarak koruma altına alınmasına neden olan ekolojik niteliklerine hala sahip olduğu halde milli park korumasından çıkartılarak daha büyük yağma ve talana açılmak isteniyor.” ifadeleri ile başladı.
“Bu ‘EKOKIRIM’a karşı mücadele edeceğiz”
Geçtiğimiz yirmi yıl boyunca Uludağ Milli Parkı’nda kanuna aykırı tesisler yapılmak istendiğini, bunların birçoğunun Bursa Barosu öncülüğünde açılan davalarla engellendiğini hatırlatan Gökbayrak, kanundaki doğa koruma engelini aşmak için Uludağ Milli Parkı’nda 20 milyon m2 alanın, milli park korumasından çıkartılıp Turizm Bakanlığı güdümünde Alan Başkanlığı sistemine devredilmesi için bir kanun teklifi hazırlandığını ve Alan Başkanlığı’nın sınırlarının Cumhurbaşkanı tarafından sınırsız arttırılabileceğini söyledi. Çıkartılmak istenen bu devasa alanın tam da Uludağ’ı milli park yapan bitkilerin yaşam alanı olduğunu belirten Gökbayrak, bu EKOKIRIMA dur demek için mücadele edeceklerini vurguladı.

Caner Gökbayrak’ın Bursa Çevre Platformu adına yaptığı açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı:
“Yalnızca Uludağ Milli Parkı’nda yaşayan 32 farklı tür bitki yok edilme tehlikesiyle yüz yüze kalacak”
“Biz, doğaya yönelik katliamlar olmasın diye ekokırım suçunu kanunlarımıza eklenmesi için uğraşırken, ne kadar çarpıcıdır ki, AKP’li iki Bursa milletvekili Uludağ Milli Parkı’nda ekokırım yaratacak kanun teklifini TBMM’de 49 AKP milletvekilinin imzasıyla Turizm Komisyonu’na gönderildi. Kanun, bütçe gibi önemli görüşmelerin bile önüne geçirilerek hızla yasalaştırılmak isteniyor. Kanun teklifi yasalaşırsa başka hiç bir yerde olmayan, yalnızca Uludağ Milli Parkı’nda yaşayan 32 farklı tür bitki yok edilme tehlikesiyle yüz yüze kalacak.
Milli Parklar, tüm dünyada kendi doğallığına bırakılan alanlardır. Yasalarla korunur ve insan müdahalesine kesinlikle izin verilmez. Dünya ülkelerinde sahip oldukları milli parklar ve koruma altında olan alanların yüzölçümlerine oranı Dünya’da %6, Avrupa’da %11,5 bazı Avrupa ülkelerinde %25 düzeyinde olmasına rağmen Türkiye’de Milli Park oranı yalnızca %1’dir. Bu kadar az miktarda milli parka sahip olmamıza rağmen Türkiye’de milli parklarımız gerektiği gibi korunmamakta ısrarla kanunu açık ihlal eden planlar, projeler, kanunlar uygulamaya alınmak istenmektedir.

“Uludağ (T)Alan Başkanlığı’nın gerekçesi uydurma ve yanlış bir söyleme dayanıyor”
Uludağ (T)Alan Başkanlığı’na gerekçe olarak tamamen uydurma ve yanlış bir söylem üretildi. 20 yıl boyunca AKP’li siyasetçiler Uludağ’ın çok elden yönetildiği yalanını söyledi. Bu yalan şimdi de Uludağ Alan Başkanlığı Kanun teklifine gerekçe olarak gösterildi. Uludağ Milli Parkı’nın tek bir sahibi vardır. O da Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Uludağ Milli Park Müdürlüğü’dür. Milli Parklar Kanunu ile korunan alanlarda Milli Parklar Müdürlüğü’nden izin almadan hiç bir şey yapılamaz. Uludağ, yerleşim yeri değil, doğal alandır. AKP Hükümeti korumaya muhtaç endemik çiçekleri umursamadan Uludağ’ı turistik yerleşim alanına çevirmek istemektedir. İşte tam da bu nedenle Uludağ’da AKP iktidarlarının yapmak istediği talan, hep gelip Milli Parklar Kanunu’na çarptığı için milli parktan kurtulmak isteniyor.
Dünyadaki kış sporu merkezlerinde oteller dağın tepesinde değildir. Milli Parklar Kanunu’na aykırı üretilmiş Uludağ’daki otelleri aşağı indirmek için geçmişte projeler de yapıldı. Bursa Büyükşehir Belediyesi, Uludağ’da bulunan otel ve konaklama tesislerini Işıklar Askeri Okulu’nun bulunduğu alana indirmek için bir plan geliştirdi. Ancak bu plan kapalı kapılar ardında görüşmeler sonucu derhal durduruldu ve unutulmaya çalışıldı.

“Uludağ’da kış kayak turizmi tamamen bitebilir”
İklim krizi nedeniyle Uludağ’da kış sporu yapmak giderek zorlaşıyor. Gelecek on yıl içinde Uludağ’da kış kayak turizmi tamamen bitebilir. Ancak buna rağmen AKP Hükümeti, Uludağ’da daha fazla tesis, otel yapmak için Alan Başkanlığı Kanunu’nu gündeme getirdi. Oysaki dünya ülkeleri, milli parklarını gözü gibi koruyup, ziyaretçi sayısını bile sınırlarlar. Onların ekolojik milli parklarında otel, konaklama tesisi yoktur. Çok az sayıda, bir kaç ana gereksinimi karşılayacak temelsiz yapılardan başka hiç bir tesis ve yapı bulunmaz. Gece konaklamak isteyen ziyaretçiler, yalnızca belirli bir yerde kendi çadırlarında konaklayabilirler. Bunlardan farklı olarak Uludağ Milli Parkı’ndaki temel sorun, Milli Parklar Kanunu’na aykırı yapılaşmış oteller ve dinlenme tesisleri, kafeteryalar ve satış birimlerdir. UMP, özellikle kış aylarında kalburüstü zengin sınıfın yoğun ziyaretçi baskısı altında girer. Bu baskıyla birlikte Uludağ’ın zirvesine en yakın bölgede hava ve su kirletilerek milli parklara aykırı iş ve işlemler yapılır. Otellerin kanalizasyon atıklarıyla kirletilen Kaplıkaya Deresi’nden su alan BUSKİ şebeke suyu istasyonu geçmişte kirlilik nedeniyle kapatılmak zorunda kalındı. Şimdi kamu kaynakları gereksiz yere harcanarak Uludağ’da kanalizasyon projesi yapılmak isteniyor.”
“Kanunlara aykırı otellerin kullanım izinleri yenilendi”
Gökbayrak’ın ardından söz alan Kemalettin Yıldız “Uludağ’daki tesislerin kanunlara ve milli parka aykırı tüm bu durumuna rağmen otellerin süresi dolan 49 yıllık kullanım izni birkaç yıl önce yenilendi. Bu AKP Hükümetlerinin doğal varlığı gelecek kuşaklara aktarmak gibi kadim bir ilkeyi hiç önemsemediğinin açık kanıtıdır.” açıklamasında bulundu.
Bursa Çevre Platformu adına konuşan Kemalettin Yıldız, açıklamasına şu şekilde devam etti.
“AKP, yasaların arkasından dolanmaya çalışıyor”
Kemalettin Yıldız
Uludağ Alan Başkanlığı kanun teklifi AKP’nin Uludağ’ı Davos yapma hayalinin son ürünüdür. AKP Hükümetlerinin Uludağ Milli Parkı’nda çok sayıda korunan alan üzerinde yapılaşma içeren plan değişikliği ve turizm alanı ilan etme gibi talan girişimleri, Bursa Barosu öncülüğünde açılan 20’ye yakın davayla iptal edildi. AKP, bu yapamadıklarını ve daha büyüğünü Sayıştay denetiminden muaf (T)Alan Başkanlığı’nı devreye alınarak yaparak doğa koruma engelini ortadan kaldırmak istiyor.
Uludağ Milli Parkı’nda milli park sınırlarında çıkartılmak istenen 20 milyon m2 alan tam da endemik çiçeklerin bitkilerin yaşadıkları Oteller Bölgesi ve doğuya doğru oteller bölgesinin üç katı hiç bozulmamış milli park ve doğal sit alanını kapsamaktadır. Alanın sınırları Cumhurbaşkanı kararıyla değiştirilebileceği öngörüldüğü için talanın boyutu gelecekte de sınırsız arttırılabilecektir.
Uludağ Milli Parkı, 32 tür Uludağ endemiki, 169 tür Türkiye endemiği bitki çeşidini korumak için 1961 yılında Milli Park ilan edildi. Milli Parklar Kanunu’nun 14. maddesi çok net olarak şöyle hükmeder.
Madde 14 – Bu Kanun kapsamına giren yerlerde;
a) Tabii ve ekolojik denge ve tabii ekosistem değeri bozulamaz,
b) Yaban hayatı tahrip edilemez,
c) Bu sahaların özelliklerinin kaybolmasına veya değiştirilmesine sebep olan veya olabilecek her türlü müdahaleler ile toprak, su ve hava kirlenmesi ve benzeri çevre sorunları yaratacak iş ve işlemler yapılamaz,
d) Tabii dengeyi bozacak her türlü orman ürünleri üretimi, avlanma ve otlatma yapılamaz,
“AKP milletvekilleri bu teklif ile suç işlemektedir”
Yürürlükteki Milli Parklar Kanunu’na göre Uludağ Alan Başkanlığı teklifine imza atan AKP milletvekilleri meclise sundukları kanun tasarısıyla suç işlemektedirler. Kanun tasarısın hiç bir yerinde koruma altına alınan endemik çiçeklerden bahsedilmiyor. Sanki bu endemik türler, ekokırıma açılmak istenen bu 20 milyon m2 alan içinde hiç yokmuş gibi gerçeği gizleyen yoz bir kanun teklif hazırladılar.
Alan Başkanlığı sistemi daha önce Gelibolu ve Göreme Milli Parkları’nda denendi. Alan Başkanlığı’nın sınır tanımayan, yaptığı yaptık kestiği kestik tutumu rahatsız edici boyutlara ulaştı.. Uludağ gibi ekolojik olmasa bile tarihsel önemi nedeniyle geçmişte milli park ilan edilen Göreme Milli Parkı, 2019 ekiminde Kapadokya Alan Başkanlığı’na devredildikten sonra Milli Parklardan devralınan personel baskı ve mobinge uğratılarak 15 uzman personel istifa etmek zorunda bırakıldı. Ardından KPSS memur alım sınav başarısı olmayan mülakatsız personel alımı yapıldı. Son olarak geçtiğimiz Ağustos ayında tüm tepkilere kulak tıkandı ve peribacalarına zarar verilerek gereksiz bir yol inşaatı yapıldı.
“AKP elini Uludağ’dan çek”
Tüm bu nedenlerden dolayı Uludağ Alan Bşk teklifi geri çekilmelidir. Uludağ Milli Park Olarak Kalmalıdır. AKP Uludağ’dan elini çek. Uludağ (T)Alan Başkanlığı’na Hayır.
Haber Merkezi