Büro Emekçileri Sendikası (BES) Bursa Şubesi, yılın ilk dakikalarından itibaren elektriğe, doğalgaza, akaryakıt ürünlerine, ulaşıma yapılan astronomik zamlar nedeniyle İhsaniye Vergi Dairesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Gerçekçi olmayan TÜİK rakamlarının bile son 19 yılın en yüksek enflasyonunu gösterdiğini ifade eden Büro Emekçileri Sendikası Bursa Şube Başkanı Nuriye Aydemir, gerçek enflasyonun ise TÜİK enflasyonun en az iki katı olduğunu söyledi.
Hem açlık hem de yoksulluk sınırının yüzde 55 arttığını, dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 4 bin TL’yi, yoksulluk sınırının ise 13 bin TL’yi geçtiğini aktaran Aydemir, “Halkın cebinden alınıp piyasaya sürülen milyarca dolarla, döviz kuru 3-4 puan düşürüldü. Buna rağmen yılın başında 7.40 TL olan dolar kuru 13 TL üzerinde kalmaya devam ediyor. Yeni yılın ilk dakikalarında elektriğe yüzde 50 ile yüzde 127 arasında, doğalgaza yüzde 25, vergi, resim ve harçlara yüzde 36, köprü geçiş ücretlerine yüzde 25 zam yapıldı. Son bir haftadaki katmerli zamlar asgari ücrete yapılan yüzde 50.4 artışı bile çoktan eritti.” dedi.
Elektriğe, doğalgaza, akaryakıt ürünlerine, ulaşıma yapılan astronomik zamlara rağmen kamu emekçilerine önümüzdeki altı ay için yüzde 7.5’lik maaş zammı dayatıldığını belirten Aydemir, enflasyon farkını öne çekmekten ibaret olan yüzde 2.5 artışın ‘refah payı’ diye yutturulmak istendiğini söyledi.
2020 yılı başında 4 bin 450 TL, 2021 yılında 5 bin 156 TL olan ortalama kamu emekçisi maaşının bu ocakta 7 bin 151 TL’ye çıkmış olacağını aktaran Aydemir, söz konusu maaşla alınan dolardan çeyrek altına, gıda ürünlerinden tüketim maddelerine her şeyin miktarının azalmaya devam edeceğini ifade etti.
“Maaşlarımızdaki erime yerini buharlaşmaya bıraktı”
Maaşlarının TÜİK tarafından masa başında belirlenen rakamlara göre artırıldığını belirten Aydemir, “Üstelik Ali Cengiz oyunları ile çıkartılan bu rakamlara göre belirlenen enflasyon farkını almak için bile altı ay beklemek zorunda bırakılıyoruz. Maaş artışlarımızı yaşadığımız hayat pahalılığını yansıtmayan, resmi enflasyon rakamlarına endeksleyen mutabakatlara, hiç sıkılmadan ‘toplu sözleşme’ dediler. ‘Yetkili’ sıfatı ile masaya oturanlar mangalda kül bırakmayan laflar ettiler. Ancak her seferinde ya maaş artışlarımızı TÜİK rakamlarına indirgeyen mutabakatlara imza koydular ya da danışıklı dövüş oyunları ile son sözü hükümete bırakan Hakem Kuruluna attılar. Talep ettikleri maaş artışı oranının üçte birine imza attıkları son mutabakatı bile ‘bütçeden hakkımızı, refahtan payımızı aldık’ diyerek cilalamaktan geri durmadılar. Sonuçta fatura daha fazla yoksullaşma, daha fazla güvencesizleşme olarak hepimize kesildi. Maaşlarımızdaki erime yerini buharlaşmaya bıraktı.” dedi.
BursaMuhalif.com/Haber Merkezi