Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun tarım politikalarından sorumlu danışmanı Orhan Sarıbal, Bursa Muhalif’te Kent ve Çevre programında Nur Derya’nın konuğu oldu. TÜİK tarafından açıklanan ekonomik verileri ve tarım politikalarını değerlendiren Sarıbal, çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Son dönemde özellikle Covid-19 ile beraber dolar bazında gıda fiyatlarının inanılmaz bir şekilde yükseldiğini vurgulayan Sarıbal, TL ile döviz arasında sürekli değişim yaşanmasından kaynaklı gıda ürünlerinde fiyat dengesizliklerinin oluştuğunu, TL’nin döviz karşısında değer kaybetmeye devam ettiği sürece fiyatların sürekli yükseleceğini söyledi.
TÜİK verileri gerçek değil
TÜİK`in verdiği rakamların doğruluk oranın çok düşük olduğunu aktaran Sarıbal, TÜİK’in enflasyonu düşük göstermek için iktidarın kontrolünde olan marketleri seçtiğini, o marketlerin ise belirli ürünlerin fiyatlarını sabitleyerek hükümetin istediğini yaptığını fakat diğer ürünlerde istediği gibi fiyatları arttırdığını ifade etti.
Dünyayı gıda krizi bekliyor
Bütün ülkelerin tarım ürünleri ile ilgili çok önemli tedbirler almaya ve yeni üretim politikaları hayata geçirmeye başladıklarını vurgulayan Sarıbal, Çin’in Covid-19 sürecinden sonra kendi üretim biçimini gözden geçirmeye ve kendi yerel üretimini arttırmaya gittiğini, aynı zamanda yıllık stoklarını yüzde 50 arttırma kararı verdiğini, bunun bütün dünyanın gıda kriziyle karşı karşıya kalabilir demek olduğunu belirtti.
İki yıldır buğdayda ithalat rekoru kırıyoruz
2019 ve 2020 yılında 10 milyon tona yakın buğday alarak dünya rekoru kırdığımızı, tarım ülkesi Türkiye’nin dünyanın en fazla buğday, ayçiçeği ve pamuk alan ülkesi haline geldiğini aktaran Sarıbal, “1 milyon 81 bin ton lif pamuk dediğimiz yani tekstilde, konfeksiyonda, sanayide, giyim sektöründe kullandığımız pamuğu almış olduk. Toprak Mahsulleri Ofisi 4 yüz bin ton miktarında buğday ithalat kararı aldı ve ihale yaptı. İhaleye çıktı ama 95 bin ton alabildi. 400 bin ton ihale açtıysanız neden 400 bin ton almadınız? 95 bin ton aldınız, yettiyse neden 400 bin tonluk ihale açtınız?” diye sordu.
Türkiye tarımını yabancı şirketlere peşkeş çektiler
Sarayın gübre, mazot, tohum, tarım ilaçlarının fiyatlarını belirlemeye gücünün yetmediğini, tamamen yabancı şirketlerin tekelinde ortaya koydukları bir düzen olduğunu ve hükümetin bunu uymak zorunda kaldığını söyleyen Sarıbal, “2020 ekiminden bugüne kadar bu ürünlerde gümrük sıfırdı. Gümrük neden olur? Gümrüğün amacı çiftçiyi korumaktır. Kendi üreticini, üretim modelini, üretim alanlarını korumaktır. Eğer siz gümrükleri aşağıya indiriyorsanız bu taraftan desteklerle bu düzeni kuramazsanız çiftçiyi yok edersiniz.” şeklinde konuştu.
Bu fiyatları bile mumla arayacağız
Girdi maliyetlerinin çok yüksek olmasından kaynaklı çiftçinin perişan olduğunu ve üretimi yeniden azaltacağını, dolayısıyla da birçok üründe 2020’nin gerisine düşeceğimizi vurgulayan Sarıbal, “Ucuz gıdaya ulaşmanın iki yolu vardır. Bir, maliyetleri düşürürsünüz. Çiftçi ucuz mazot, gübre, tohum, elektrik su alır, ucuz üretir. İki, insanlığın gelir düzeyini artıracaksınız. 2825 lira asgari ücretle hiçbir kuruş zam yapmasanız bile hatta ileri gidiyorum çiftçi serasında kışlıklarını üretse, tarlasında patatesi üretip hiç kar koymadan gönderse bile bu fiyatlar toplumun büyük bir kesimine yine pahalı gelir.” dedi.
Sarıbal, Covid-19 sürecinde AKP ve saray iktidarının tarımda ihracatı kısarak adeta çiftçiyi ezerek süreci yönettiğini, bir grup yandaş marketi zengin eden yandaş bir politika izlediğini ve bu süreçte dört beş AVM zincirinin sermayelerini iki tanına çıkardığını söyledi.
600 bin çiftçi tarımı terk etti
Tarım politikalarındaki ithalatçı politikalar yüzünden 600 bin çiftçinin üretimi terk ettiğini belirten Orhan Sarıbal, “Çiftçilerimizin toplam borcu 130 milyar TL’ye geldi. İktidarın uyguladığı ithalatçı politikalar tarımı bitirdi. Bu iktidarın vicdanı kurumuştur” dedi.
Tarımsal istihdam bütünüyle ele alındığında ciddi şekilde bir gerilemenin izlediğini, 600 bin çiftçinin tarımı terk ettiğini aktaran Sarıbal, “Bağ-Kur’lu çiftçi sayısında da aynı düşmeler var. Geçen gün bir açıklama yaptılar, 275 milyar TL olan tarımsal hasıla 2020’de 333 milyara çıkmış. Bu önemli ama bunun kaynağı üretimden kaynaklanan bir büyüklük değil. Üretimle beraber üretim faaliyetlerinden kaynaklanan bir büyüme.” şeklinde konuştu.
AKP’yi ithalat canavarı bitirecek
Sarıbal, iktidarın öncelerde iç piyasayı terbiye etmek için ithalatı araç olarak kullandığını ama daha sonra dövizin üst üste hızlı bir şekilde artmasıyla ithalatı da iç piyasayı da kontrol edemez hale geldiğini ve şimdi ithalat rakamlarının kendi canavarını hazırlayan iktidarı yok edeceğini belirtti.
Bu iktidarın vicdanı kurumuştur!
İktidarın toplumun büyük bir kesimini nafaka ve sadaka kültürü ile beslediğini, en yoksul yurttaşın bile vergi ödediğini fakat diğer taraftan saraydakiler başta olmak üzere ülkenin elitlerinin, AKP’nin kurmaylarının bir eli yağda bir eli bağda yaşadıklarını belirten Sarıbal, “İktidar bu ülkenin en zengininden de en yoksulundan da aynı vergiyi alıyor. Şimdi bakıldığında çok eşitlikçi. Zengin ile fakir bir. Aynı bardağı alıyor ve aynı vergiyi veriyor. Ama eşitsiz. O zengin ayda 100 bin lira, 200 bin lira, milyon kazanırken en yoksul karnını doyurmak için pazar artıklarını, çöp bidonlarını topluyor. Bu ülkenin ezilenlerini, yoksullarını, asgari ücretle geçinenlerini, işsizlerini, ev kadınları, yoksul çiftçisini görmeyen iktidarın vicdanı kurumuştur.” dedi.
BursaMuhalif.com/Ezgi Bulut