Eskiden nisan ayları tüm dünya emekçileri için sömürünün ve emek mücadelesinin vurgulandığı 1 Mayıs’a hazırlık ile geçerken, ülkemizde de buna ek olarak, ulusal egemenlik ve bağımsızlık fikrinin tartışıldığı bir dönem olarak geçmekteydi. Ancak son dönemlerde bunların yerini kutlu doğum tartışmaları almaya başladı.
Malumunuz, kutlu doğum haftasındayız. Son yıllarda giderek artan etkinliklerle kutlanan kutlu doğum haftasıyla ilgili bazı konularda tartışmaya ihtiyaç duymaktayım.
Konuya başlarken özellikle, ‘son yıllarda artan etkinliklerle kutlanan’ diye tasvir etmeye çalıştım. Yaşları 40’lı yaşlara tekabül edenlerin daha rahat anlayacağı üzere kutlu doğum etkinlikleri İslam geleneğinde olmayan, son yıllarda uydurulan, içeriği ve kapsamı gittikçe genişletilen etkinlikler dizisidir. Öyle ki Türkiye dışında hiçbir ülkede de kutlanmamaktadır.
Net bilgilerle ilerleyelim:
Kutlu doğum haftası etkinlikleri Türkiye Diyanet Vakfı’nın öncülüğünde 1989 yılında gerçekleştirilmeye başlandı. 1989 yılında Mevlid Kandilini içine alan bir hafta olarak kutlandı. (1989 Yılında kutlu doğum haftası 12-17 Ekim’dir)
1994 Yılına kadar Mevlid Kandilini içine alan haftada kutlandı. Doğal olarak Mevlid Kandili Miladi takvime göre her yıl 10 gün değişiklik gösterdi. Ancak ne olduysa 1994 yılında, Miladi takvime göre sabit haftaya bağlandı.
2000’li yıllarda şimdinin Paralel Yapısı, o dönemin Gülen Hareketi aracılığıyla yoğun kutlama organizasyonlarıyla rutin hale getirildi.
2008 Yılında 14-20 Nisan olarak tarihi yeniden değiştirildi.
2011 yılında MEB’in yayınladığı bir genelgeyle okullarda da kutlanmaya başlandı.
Geldiğimiz yıl itibariyle, kutlu doğum haftası, sadece bir hafta olarak görünse dahi tüm Nisan ayını içine alan ve bütün devlet olanaklarının seferber edildiği bir organizasyonlar dizisine dönüşmüş durumdadır.
Tüm bu bilgiler ışığında doğal olarak akla şöyle sorular geliyor, ki tartışma da tam burada başlıyor:
1989 Yılına kadar neden kutlu doğum haftası kutlanmamış da bu tarihten sonra kutlanmaya başlanmıştır?
Türkiye dışında bir tek ülke bile neden kutlu doğum haftası kutlamamaktadır?
İslam dininde tüm önemli günler Hicri takvime göre değişiklik gösterirken kutlu doğum haftası neden Miladi Takvime göre sabitlenmiştir.
İslam Peygamberinin doğumu Mevlid Kandili olarak kutlanırken ikinci bir doğum günü yaratmakta amaç nedir?
Bu hafta gerekçesiyle düzenlenen umre turları, gül satışları, afişler, pankartlar, şaşaalı organizasyonlar için harcanan paralar, İslam’ın neoliberalizme uyumu olarak değerlendirilebilir mi?
Doğum günü kutlaması İslamiyet’te pek uygun görülmezken neden böyle bir hafta üretilmiştir?
Son notlar:
Eskiden nisan ayları tüm dünya emekçileri için sömürünün ve emek mücadelesinin vurgulandığı 1 Mayıs’a hazırlık ile geçerken, ülkemizde de buna ek olarak, ulusal egemenlik ve bağımsızlık fikrinin tartışıldığı bir dönem olarak geçmekteydi. Ancak son dönemlerde bunların yerini kutlu doğum tartışmaları almaya başladı.
Bu da toplumda son yıllarda artan kutuplaşmayı iyice körükler oldu. Öğretmenler odasında bile bir kısım öğretmen 23 Nisan hazırlığı yaparken bir kısım da kutlu doğum hazırlığı yapar hale geldi. Dışa vurulmamaya çalışılsa da aynı işyerinde biz öğretmenler arasında bile kutuplaşmanın arttığını gözlemlemekteyim.
Bu yazı özellikle bu son paragrafın tartışılması, yaratılan suni gündemlerin hayatlarımızı ne kadar etkilediği konusunda bir farkındalık yaratabilmesi için yazılmıştır.
En son not:
Bu yazı vesilesiyle tüm çalışma arkadaşlarımı, bana bu yazıyı yazdırma öz güveni kazandıran ve bu konuların özgürce tartışılabildiği yer olan sendikam Eğitim Sen’de örgütlenmeye davet ediyorum.
Eğitim Sen İşyeri Temsilcisi – Okul Psikolojik Danışmanı
Zafer ALGÜL