Geçtiğimiz günlerde Balıkesir’de 4.7 büyüklüğünde yaşanan deprem meydana geldi. Birkaç gün boyunca küçük ölçekli ardı ardına devam eden depremler Bursa’da da hissedildi. Bursa, Türkiye’de deprem riskinin en fazla olduğu illerin başından geliyor. Fakat, sıkça tartışma konusu olan “Büyük Marmara Depremi” bağlamında Bursa’nın ne kadar hazırlık olduğu bilinmiyor.
Bursa’nın olası yıkıcı bir depreme hazırlıklı olup olmadığını Bursa Jeoloji Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Engin Er ve İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Ülkü Küçükkayalar ile konuştuk. Uzmanların ortak kanaati, olası bir deprem öncesinde yetkili kurumların; yıkılma tehlikesi taşıyan yapılarda denetimi sıklaştırması yönünde. Böylelikle can kaybının önüne geçilmesi hedefleniyor.
Deprem planları revize edilmeli
1999 yılında Gölcük merkezli meydana gelen depremde Bursa da en çok etkilenen kentler arasındaydı. Deprem Marmara Bölgesi için her zaman en çok konuşulan ve kaygı duyulan doğal afetlerin başında yer aldı. Bu nedenle depremin sadece bir yerde yaşandığı zaman hatırlanacak bir şey olmadığını söyleyen Jeoloji Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Engin Er, depremle ilgili planlamaların ciddiyetle ele alınıp revize edilmesi gerektiğini düşünüyor.
Depremin ciddi bir doğa olayı olduğunu ve tedbir alınmadığında neler yaşandığına dair geçmişi hatırlatan Er, Balıkesir’de meydana gelen depremin Bursa’yı tetiklemeyeceğini belirterek sözlerine şunları ekledi: “Bursa fayı ve Balıkesir fayı başka ama birbirlerinden alakasız bir fay değillerdir. Balıkesir’de yaşanan depremi Bursa’nın bir uyarı olarak alması gerekiyor. Bursa’da 1855’te ‘küçük kıyamet’ olarak adlandırılan bir deprem yaşandı. Bursa’nın hazırlıklı olup bununla ilgili değişiklikleri yapması lazım. Yapılacak değişikliklerin bakanlık, büyükşehir ve ilçe belediyeleri bazında yapılması gerekirken, yapı denetimlerinin de akademik odalarla beraber yapılması gerekiyor. Sadece jeoloji, jeofizik ve inşaat mühendisleriyle bu iş olmaz. Hep beraber bu işin üzerine gitmemiz lazım ciddi bazda değerlendirmemiz lazım.” dedi.
Kentsel dönüşümlerin, doğal afetlerle ortaya çıktığını, ancak başarılı olmadığı için bir kez daha değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Er, bunun yapılmaması durumunda hem ekonomik olarak hasarımızın daha büyük olacağını hem de can ve mal kaybının da yaşanacağını söyledi.
Bursa olası bir depreme hazır değil
Bursa’nın olası bir depreme hazır olmadığını ve bir an önce doğal afet bakımından eyleme geçilmesi gerektiğini kaydeden Er, “Biz hala aktif fay hatları üzerinde bina yapmakta bir sakınca görmeyen bir şehiriz. Bir binanın yıkılması için öncelikle fay hattı olması lazım. İkincisi bizim bulunduğumuz binanın fay hattına yakın olması. Fay hattından çıkan enerjinin büyük olması ve binanın kötü olması, zeminin kötü olması, bunların hepsi bir araya gelirse sonuç yıkıcı olacak. Tam tersini düşünürsek eğer binamız ve zeminimiz sağlamsa fay hatlarının üzerine yapılmamışsa, planlamamız düzgün yapılmışsa burada deprem olursa biz bunu doğal afet değil doğa olayı olarak görebiliriz.” diye konuştu.
Bursa’da fay hatlarının üzerinde bir bina yapılmakta sakınca görülmediğini ve Türkiye’de 20’nin üzerinde il, 500’ün üzerinde ilçenin fay hattının üzerinde bulunduğunu dile getiren Er, bir an önce tedbir alınıp planlamanın uygulamaya geçilmesi gerektiğini ifade etti.
99’dan kalan yapıların sayısı oldukça fazla
Bursa, uzun yıllardır aldığı göç ve belediyelerin planlama olarak hazır olmaması nedeniyle mühendislik hizmeti almamış kaçak yapıların esiri olduğunu vurgulayan Bursa İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Ülkü Küçükkayalar, “17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’ni atlatan ve herhangi bir müdahale yapılmadan bugünlere gelen yapılarımızın sayısı oldukça fazla. 2012 yılında başlayan kentsel dönüşüm layıkıyla yapılamadığı için depremde hasar görme riski yüksek semtlerimiz hala beklemede. Dönüşümü hızlandıracak, güvenli yapı stokunu arttıracak çalışmalar yerine süreç bugüne kadar imar aflarıyla vatandaşın inisiyatifine bırakılmış durumda. Afet Eylem Planımız var mı? Varsa ne kadar hazırız, bilmiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Afet anında güvenli alanlara, sağlık hizmetlerine ulaşımın nasıl yapılacağını ve bu alanların güvenliğinin sağlanıp sağlanmadığını bilmediklerini söyleyen Küçükkayalar, inşaat mühendislerinin güvenli yapı stokunu üretme noktasında sorumluluğu bulunan bir meslek grubu olduğunu fakat kentin depreme hazır olduğunu söyleyemeyeceklerini açıkladı.
İnanmak istiyoruz
Bursa’da depreme dayanıksız yapı stokunun güncel durumunu bilmediklerini ifade eden Küçükkayalar sözlerine şöyle devam etti; “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nde envanter çalışması yapılmış olduğuna inanmak istiyoruz. Bu çalışmalarda eksik kalınan noktalar varsa da biz İMO olarak her türlü teknik desteği vermeye hazırız. Riskli yapı stoku envanteri, yapılacak Afet Eylem Planı’na temel teşkil edecektir. Deprem bir doğa olayı ve zamanı ile ilgili bir kesinlik yok. Yapı stokumuzu buna hazır hale getirmek için öncelikle deprem anında hasar görebilecek yapılarımızı belirlemeliyiz. Parsel bazında değil bütünsel planlamayla depremden önce kentimizi dönüştürmemiz gerekli.”
Sibel Kahraman