Bilim ve ekoloji örgütlerinin eleştirisine neden olan müsilaj sorunuyla ilgili hazırlanan rapor TBMM’de kabul edildi. 415 sayfadan oluşan raporda, müsilajın etkileri anlatıldı.
TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanvekili Celal Adan başkanlığında önceki gün toplandı. Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorununun araştırılması ve önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis araştırma komisyonunca hazırlanan rapor Genel Kurul’da görüşüldü. Komisyonun raporu, Genel Kurul’da oylanmasının ardından kabul edildi.
Müsilaj deniz fotosentezini ve döngüsünü düşürdü
Hazırlanan raporda, Marmara Denizi’nin Akdeniz-Ege ve Karadeniz arasında bir köprü görevi görmekle beraber yüksek tabakalaşma ve ötrofikasyon nedeniyle oldukça farklı bir plankton yapısına sahip olduğu ifade edilerek çevresel şartlara bağlı değişiminden söz edildi: “Yıl içerisinde çevresel şartlarda değişim ve özellikle deniz suyu sıcaklığına bağlı olarak plankton yoğunluğu ve tür sayısı değişimler gösterebilmektedir.” Müsilaj oluşumunun deniz döngüsünü etkilediği ve denizdeki fotosentez oluşumunu düşürdüğünün belirlediği rapor 415 sayfadan oluşuyor. Alınacak önlemler, AR-GE çalışmaları sorunun kaynağı ile geniş kapsamlı bilgiyi içeriyor.
İklim krizinin yansıması
Denizlerde birincil üretimin aşırı artışı, son yıllarda ılıman geçen kış mevsimlerinde de tespit edilmekle, özellikle yoğun yağışlardan sonra karasal tatlı su girdilerinin denize taşıdığı azot fosfor gibi besin tuzlarının, sisteme girişinden sonra denizel ortamın besinini oluşturan planktonlarda aşırı üreme olayları gözlendiği belirtildi. Bunun sonucunda da deniz suyu renginin değiştiği ifade edildi: “Aşırı üreme oluşturan fitoplanktonun türüne bağlı olarak deniz suyu mavi/yeşil, turkuaz ya da kırmızı/kahverengi/turuncu renk almaktadır.”
Besin zinciri etkilendi
Raporda, ayrıca 2020 yılında oluşan müsilajın, deniz besin zincirinde de önemli kırılmalara neden olduğu kaydedildi. Marmara Denizi’nde 2007 ve 2008 yıllarında görülen müsilaj oluşumu TÜBİTAK, üniversiteler ile Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı su ürünleri araştırma enstitülerince yürütülen deniz çalışmalarında değerlendirilmeye alındığı belirtilen raporda, durgun deniz şartları, çevresel şartlar ve kirlilik etkisinin yanı sıra bir dönem önceki pelajik türlerdeki yüksek avcılık yürütülmesi nedeniyle besin zincirinin etkilenmesinin de buna yol açtığı vurgulandı.
Kuzeydoğu Marmara’da tür çeşitliliği azaldı
Komisyonun 13 Temmuz 2021 tarihli toplantısında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar’ın yaptığı sunumda, bakanlık desteğinde yürütülen çok sayıda bilimsel araştırmada elde edilen sonuçlara göre; Marmara Denizi’nde fitoplankton tür çeşitliliği ve yoğunluklarında önemli mevsimsel değişimler olduğu belirtildi. Kuzeydoğu Marmara’da tür çeşitliliğin azaldığı ve kirliliğin arttığı ifade edilen raporda, bu bölgede kestane türünün baskın olduğu ve katı atık kirliliğinin de arttığı, Marmara Denizi’nde görülen müsilajdan alınan örneklerde; müsilajı çevreleyen su örneklerine göre yüksek çözünmüş karbonhidrat, yoğun bakteri üremesi ve yüksek heterotrofik aktivite tespit edildiği ve deniz ortamında çözünmüş karbonhidrat girdisini arttıracak herhangi bir oluşumun bakteriyel metabolik aktiviteyi de arttırdığının tespit edildiği, ifade edildi.
Haber Merkezi