14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla Bursa’da doktorlar, Setbaşı’ndan, Heykel’e kadar yürüyüş düzenledi. ‘Sağlık Hakkı Yürüyüşü’ adı altında gerçekleştirilen etkinliğe doktorların yanı sıra sivil toplum örgütlerinden ve kamu kurumlarından temsilciler de katıldı.

“Bizim gözümüzde 14 Mart, işgalcilere karşı yurdunu savunan hekimlerin başkaldırısıdır!”
Kahramanmaraş merkezli olarak gerçekleşen ve 50 bine yakın insanın can kaybıyla sonuçlanan depremler dolayısıyla bu yıl ‘sessiz yürüyüş’ biçiminde gerçekleştirilen etkinliklerin başlangıcında Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Levent Tufan Kumaş bir basın açıklaması yaptı.
Dr. Levent Tufan Kumaş, “Her ne kadar modern tıp eğitiminin başlangıç tarihinden köken alsa da işgalcilere karşı yurdunu savunan hekimlerin başkaldırısıdır bizim gözümüzde 14 Mart” şeklinde sözlerine başlarken, 6 Şubat’ta meydana gelen depremlere yönelik, “Bu büyüklükteki bir yıkımı neden önleyemediğimizi, neden bu kadar çaresiz kaldığımızı anlamak için bir sorgulamaya ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.
Sorular sormanın ve yanıtlar aramanın hekimliğin doğasında olduğunu söyleyen Dr. Levent Tufan Kumaş, depremin büyük bir afetle sonuçlanmasının, akademik alanlardaki mesleki ve bilimsel uyarılara kulak tıkayan, hukuku hiçe sayan ve eleştiriye tahammülü olmayan bir yönetim anlayışından kaynaklandığını ifade etti.
Türk Tabipleri Birliği‘nin (TTB) tabipler arasında mesleki deontolojiyi ve dayanışmayı korumak, tabipliğin kamu ve kişi yararına uygulanıp geliştirilmesini sağlamak ve meslek mensuplarının hak ve yararlarını korumak amacıyla kurulmuş mesleki bir kuruluş olduğunu ifade eden Dr. Kumaş depremlere hangi sağlık koşullarında yakalanıldığı, meslek mensuplarının haklarının ne durumda olduğu ve tabipliğin ne ölçüde kamu ve kişi yararına uygulanabildiğini anlattı.

“Şiddet hala en önemli sorunumuz ve adeta sıradanlaşmış durumda”
Şiddetin hala en önemli sorun olduğunu ve hatta sıradanlaştığını ifade eden Dr. Kumaş, Sağlık Bakanlığı Beyaz Kod verilerine göre 2016-2022 yılları arasında 20 binden fazla “fiziksel şiddet” bildirimi yapıldığını söyledi.
Artarak devam eden sağlıkta şiddeti önleme konusunda bir kararlılık göremediğini söyleyen Kumaş, 3-5 dakikada bir hasta bakmaya zorlanan hekimlerin, karşılanamayan “kışkırtılmış sağlık talebinin” sorumlusu olarak hedef gösterildiğin ifade etti.
Ağır çalışma koşulları, liyakatsizlik ve mobbing nedeniyle tükenmişlik yaşayan hekimlerin yurtdışına gitmek için TTB’den alınan iyi hal belgelerine bakıldığında, giderek artan, korkutucu ve bir o kadar da üzücü bir hekim göçü gerçekliğiyle karşı karşıya kalındığını söyleyen Kumaş, karşılanamayan sağlık talebi nedeniyle hekime başvuru sayıları da yıllar içerisinde bir kısır döngü șeklinde arttığını belirtti.

“Sağlıkta Dönüşüm Programı iflas etmiș durumda”
Sağlığı ticari bir meta olarak gören, bütüncül olarak toplum sağlığını hedeflemeyen Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın iflas etmiș durumda olduğunu söyleyen Kumaş, Cumhuriyetin yüzüncü yılında hastaların ilaca ulașamadığını, önceliği koruyucu sağlık hizmeti olan birinci basamak sağlık hizmetlerinde gebe ve çocuklara aşılar yapılamadığını ifade etti.
“Hekimler çokuluslu șirketlerin zincir hastanelerinde ucuz ișgücü olarak çalışmaya zorlanıyor”
Sağlık Bakanlığı’nın, mesleğin en temel hakkı olan serbest çalışma hakkını ve mesleki bağımsızlığını, hastaların hekim seçme özgürlüğününü, tıp öğrencilerinin ve tıp mesleğini seçecek olan gelecek nesillerin mesleki bağımsızlığını engelleyen yönetmelikler yayımlayarak, hekimleri, çokuluslu șirketlerin zincir hastanelerinde ucuz ișgücü olarak çalışmaya zorlandığını ifade eden Kumaş, böyle bir ortamda depremin etkilerinin de daha tahrip edici olduğunu söyledi.
Deprem felaketinde ilk ve en çok ihtiyaç duyulan hastaneler ve sağlık kuruluşlarının da yıkıldığını hatırlatan Kumaş, ilk günden itibaren gönüllü olan çok sayıda hekimin olmasına rağmen yardımları ihtiyaç duyulan bölgelere ulaştıracak bir koordinasyonun görülemediğini ifade etti.
Barınma, hijyen, su ve gıda ihtiyaçlarının hala çözülmediğini belirten Kumaş, eğitimleri aksayan tıp fakültesi öğrencileri ve asistan hekimler için de bir an ön önce çözüm bulunması gerektiğini ifade etti.
“Bir yandan deprem yaralarını sarmaya çaba gösterirken diğer yandan bir deprem coğrafyasında yaşadığımız gerçekliğiyle yüzleşmemiz ve yaşadığımız felaketten dersler çıkarmamız gerekiyor” şeklinde konuşan Kumaş, beklenen Marmara deprem için Bursa’daki kamu sağlık kurumlarının deprem performans analizlerinin yapılmasını ve bir an önce gerekli önlemlerin alınması gerektiğini ifade etti.
Basın açıklamasının ardından ‘sessiz yürüyüş’ gerçekleştirildi ve bu sırada, katledilen sağlık çalışanlarının isimlerinin bulunduğu “Unutmayacağız!” yazılı bir pankart taşındı. Ardından Heykel Atatürk Anıtı’na çelenk bırakıldı.

14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla düzenlenen etkinlikler Bursa Akademik Odalar Birliği (BAOB) yerleşkesinde devam etti.
Burada düzenlenen toplantıda CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal da konuştu.
Sağlık çalışanlarının sorunlarının daha yüksek sesle ifade edilmesi ve sağlık hizmetlerinin kamucu, eşit, ucuz, erişilebilir bir nitelikte sunulabilmesi gerektiğini ifade eden Sarıbal, Kahramanmaraş depremlerinin ardından bölgede sağlık çalışanlarına duyulan ihtiyacı şöyle anlattı:
“Doktorlarımız var, çalışıyorlar. Ama gönüllü doktorlar gelip hizmet verdikleri anda müdahale edildi. Onların hizmetlerine engel olundu. Hatta bazı hastaneler dışarıdan, İstanbul’dan başka yerlerden gelen kamu hastaneleri bile bizim doktora ihtiyacımız yok dedi ve doktorlar geri gitti. Ama aradan geçen 10 gün sonra oralarda ameliyat yapacak doktor bulunamadı. Dolayısıyla sağlık meselesi politik bir mesele. Bir düzen meselesi olarak görüyoruz.”

Doktorların şiddete uğramadığı, özgürce sağlık hizmeti sunabildiği, onurlu ve insanca şartlarda çalışabileceği bir düzenin inşa edileceğini söyleyen Sarıbal, “Hep beraber inşa edeceğiz ve o gün geldiğinde toplumun ucuz, erişilebilir, nitelikli sağlık hizmeti hakkına ulaştığı ve hep beraber yaptığımız her işten insanca onur duyduğumuz günlere ulaşmamız dileğimle” ifadelerini kullanarak 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutladı.
“‘Giderlerde gitsinler’ değil, ‘iyi ki varlar’ diyebildiğimiz günler ümidiyle”
Veteriner Hekimler Odası Bursa Şubesi Başkanı Melike Baysal da burada bir konuşma yaptı. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep tayyip erdoğan’ın hekimleri hedef alan konuşmasını hatırlatan Baysal, “‘Giderlerde gitsinler’ değil, ‘iyi ki varlar’ diyebildiğimiz günler ümidiyle Tıp Bayramınızı kutluyorum” dedi:
“Meslek örgütümde görev yapmaya başladığım günden itibaren Bursa Tabip Odası’yla birlikte özellikle halk sağlığı alanında çok nitelikli çalışmalar yaptık. Bu anlamda hem iyi ki varlar diyorum. Daha geniş çerçeveden baktığımızda da hem Bursa’da hem Türkiye’de pandemi döneminde sağlık sistemini aslında büyük binaların, hastanelerin değil, nitelikli hekimlerin, onlarla birlikte sağlık çalışanlarının sırtladığını çok yakından gördük hepimiz. Ben bunun için giderlerse gitsinler dediğimiz değil, Türkiye’de hak ettikleri koşullarda çalışabildikleri, sağlığı olması gerektiği gibi sunsunlar diyebildiğimiz günler ümidiyle Tıp Bayramınızı kutluyorum.”
Haber Merkezi