Sevgili anne ve babalar
Bana ayrılan bu köşede, uzmanlık alanımla ilgili bilgi ve analizlere yer vermekten öte, eğitim konularında, siz anne ve babaların, duygularını, düşüncelerini, seslerini duyurabilecekleri bir ortam yaratmayı amaçlıyorum. Çocuklarımızın gelişimi ve eğitimi konusunda sizlerin sorularınızı yanıtlamak, isteklerinizi, görüşlerinizi dile getirebilmenizi, söyleyeceklerinizin bu köşede duyulmasını sağlamak amacındayım. Bu köşenin temel amacını, sizlerin iletişim ve katılımlarıyla fikir ve öneriler geliştirmek, ortak akıl ve eylem gücü yaratmak olarak düşünüyorum.
Haydi, birlikte çalışalım, birlikte başaralım!
Bana, [email protected] E-Posta adresimden ulaşabilirsiniz.
İki hafta arayla buluşmak üzere, esen kalın.
Prof. Dr. Şermin Külahoğlu
Meslek seçimini kesin bir karara bağlamak için acele edilmemelidir. Çocuğumuzu, çeşitli meslek alanları hakkında olabildiğince geniş ve gerçekçi biçimde bilgilendirmeye çalışmamız gerekir.
Kızınız Belgin, film yıldızı olmak istiyor. En iyi başarabileceği mesleğin bu olduğunu söylemekte. Siz ise, daha 12 yaşında iken böyle bir yeteneği olup olmadığını anlamak için henüz çok erken olduğunu düşünüyorsunuz. Üstelik bu “artizlik” mesleği size pek ciddi bir şey gibi görünmüyor, doğrusu!
Evet, özellikle bizim toplumumuzda oyuncular, farklı bir dünyanın insanları olarak değerlendirilirler. Sahip oldukları zenginliklere özenilirken, değişik ve “biraz serbest” yaşama biçimleri yüzünden kınanırlar. Fakat bu meslek alanının en büyük kusuru, o çok özenilen ün ve para olanağının yalnızca birkaç ayrıcalıklının şansına düşmesidir. Bu seçkinlerin dışındakiler için acımasız bir çekişmenin, işsizliğin ve parasızlığın söz konusu olduğu bir meslek alanı oluşu, doğal olarak anne -babaları çocuklarını bu sevdadan vazgeçirme çabasına yöneltmektedir. Çocuklar ise, en çok “meşhur birisi” olmak düşlemiyle artist olmak isterler. “Beren Saat gibi olmak istiyorum.” Bu hiç de haksız bir istek değil. Onun gibi ünlü ve zengin birisi olmayı isteyen ne kadar çok insan vardır. Siz kendiniz, de bir zamanlar ünlü bir artist olmayı hiç arzulamamış mıydınız acaba? Ama çok geçmeden bunun “İngiltere kraliçesi olmak istemek” gibi bir şey olduğunu anladınız ve gerçekleşemeyecek bir istek peşinde sürüklenmekten vazgeçmeye çalıştınız, belki de. Şimdi de bu gerçekleşmemiş düşü, bilincinde olmadan kızınıza aktarmış olamaz mısınız? Eğer durum bu değilse, “bir Türk kızının İngiltere’ye kraliçe olmasındaki zorlukları” ona anlatmaya çalışın. Kesin karar vermeden önce konuyu gerçek yönleriyle de değerlendirip düşünecek ve belki de düşüncesini değiştirecektir.
Fakat, çocuğunuz bütün bunları biliyor, ama yaşamın bazen çok katı olan gerçeklerinden kaçmak için, gerçeği düşlemin parlak renkleriyle süsleyen bu düşünceleri geliştirmiş olabilir. Çocuklar, biz anne-babalar tarafından genelde pek dikkate alınmayan küçük “şairler”dir. Bir şair dostum, “şair, kendinde çocukluğunun muhteşemliğinden bir parça saklayabilmiş kişidir.” diyor.
Hangi nedene dayanırsa dayansın, bir meslek seçimini kesin bir karara bağlamak için acele etmemek yerinde olur. Özellikle bizim ülkemizin, yükseköğretimden önce branşlaşmaya pek olanak tanımayan eğitim sistemi, meslek seçimi konusunda düşünmek için uzun zaman bırakmaktadır. Çocuğun, seçebileceği meslekler konusunda edindiği bilgi ler arttıkça, yeni seçimlere yönelmesi mümkündür. Onu çeşitli meslek alanları hakkında olabildiğince geniş ve gerçekçi biçimde bilgilendirmeye çalışmak gerekir. Gelişmiş ülkelerde ayrıntılı bir program çerçevesinde okul içinde yapılan bu mesleki bilgilendirme ve yönlendirme işlemi, bizim ülkemizde büyük ölçüde biz anne-babalara düşmektedir. Çocuğumuzun bir mesleği seçme kararı almadan önce seçebileceği bütün meslekler üzerine bilgi sahibi olmasını sağlamaya çalışalım. Bu sayede çok çeşitli seçim olanakları üzerinde düşünebilerek, aldığı yeni bilgiler ışığında yaptığı değerlendirmelerden sonra daha sağlıklı gördüğü doğrultuda fikir değiştirebilecektir. Belli bir meslek doğrultusunda baskı yapmaktan çok, bu şekilde yol gösterici olmak düşünülmelidir.
Benim oğlum, daha henüz on iki yaşındayken, ille de artist olacağım, diye tutturmuş olsa; onu başka mesleklerin de onun için iyi olabileceğini anlatmaya çalışırken, bir amatör çocuk tiyatro grubuna girmesine karşı çıkmazdım. Onun gibi düşünen başka çocuklarla birlikte bu işi gerçekleştirmeye çalışırken, iyi ve kötü yönleriyle daha yakından tanımasını ve belki de düşüncesini değiştirmesine olanak vermiş olurdum. Bu arada ona artist olmak için önce öğrenimini tamamlamasının iyi olacağını anlatmaya çalışırdım. Artık ülkemizde doktora düzeyinde bile eğitim yapmış sanatçılar bulunduğuna göre, kızımıza öğrenimini tamamladıktan sonra istediği gibi artist olabileceğini söyleyebiliriz.
Bursa Muhalif Gazetesinde yayınlanmıştır