Bursa Demokrasi için Çağrı Grubu’nun öncülüğünü yaptığı buluşma bugün gerçekleşti. Demokrasiden yana bir çok kurum ve kişinin katıldığı etkinlikte Bursa’nın temel sorunları ve çözüm önerileri konuşuldu. Buluşmada söz alan HDP Milletvekili Murat Çepni, tek adam rejimine karşı bir demokrasi bloğu oluşturmak gerektiğini vurguladı. Emeğin sömürülmesi, doğanın talanı, inşaat sektörüne dayalı ekonomik modelden vazgeçilmesi gerektiğini söyleyen Çepni, “Halkın politikaya %100 katılımı sağlanmalıdır.” dedi.
Konuşulması gerekenin yalnızca yönetimin nasıl olması gerektiği değil, bu ablukanın nasıl dağıtılacağının tartışılması gerektiğini ifade eden Murat Çepni, “Yaşam alanlarımıza dönük saldırılar, kentlerin sermaye birikimine peşkeş çekilmesi ortadan kalkmalı, Kayyumların geri geri alınmalıdır. Kürt halkı kayyumları istemiyor.” şeklinde konuştu. AKP’nin cumhur ittifakının geriletilmesinin yolunun demokrasi güçleri ittifakından geçtiğini dile getiren Çepni, halktan yana, rantçı olmayan, doğayı talan etmeyen ve kadın özgürlüklerini savunan bir yönetimden yana olmak gerektiğini vurguladı.
HDP Milletvekili Murat Çepni’nin ardında söz alan Yeşil Sol Parti Meclis Üyesi Serdar Esen, isimlerden çok belediyecilik anlayışının konuşulması gerektiğini söyledi. Tek adam rejiminin geriletilmesi gerektiğine vurgu yapan Esen, sol-sosyalist parti ve derneklerin, alevi derneklerinin ve meslek örgütlerinin birlikte omuz omuza çalışması gerektiğine dikkat çekti. Nasıl bir kent sorusunu ise şu başlıklar altında cevap verdi.
- Yerinden yönetim anlayışı,
- Yeşilin korunduğu,
- Ulaşımda toplu taşımayı temel alan, nitelikli ve ücretsiz ulaşım,
- Temiz hava ve su,
- Tarihsel ve kültürel mirasın korunduğu,
- Şeffaf, katılımcı, denetlenebilir yönetim,
- Kentsel dönüşümü rant amacı olarak görmeyen,
- Tüm canlıların haklarını gözeten,
- Cinsiyet eşitliğinin sağlandığı,
- Herkes eşit olanak sunulan,
- Yenilenebilir enerji kaynaklarına önem veren,
- Kırsalla bütünleşen,
- Termik santral vb. izin vermeyen ve denetleyen,
- Halkın tümünün desteklediği projeleri gerçekleştiren.
Emekli Sen Bursa Şube Başkanı Günay Onayman ise demokrasiye çağrı yapılmasının tek başına ülkede demokrasinin olmadığının göstergesi olduğunu hatırlatarak, mücadele etmesi gereken kitlenin örgütsüz olduğuna vurgu yaptı. 65 yaş üstü yurttaşların kent içi ulaşıma ücretsiz erişebilmesinin gerektiğini ifade eden Onayman, emekliler için hobi bahçeleri ve sevgi evlerinin yanı sıra huzurevleri ve evde sağlık hizmetleri verilmesi gerektiğini, kadın sığınma evleri ve yaşlı okuma evlerinin kurulması gerektiğini söyledi.
HDP Bursa İl Eş Başkanı Resul Baykara yaptığı konuşmada HDP’nin toplantıdan çıkan her kararın altına imzasını atacağını ilan ederek, her geçen gün Bursa’da çok kimlikli yapının tekleştirilmeye çalışıldığını ve yeşil Bursa’nın kahverengileştiğini söyleyerek Bursa’nın bir barış şehri modeli olabileceğini hatırlattı. Kent konseylerinin yerelden yönetimi sağlayabilecekken rant merkezi haline gelmesini eleştiren Baykara, aynı zamanda kadın eğitim, danışma ve üretim merkezleri oluşturulması gerektiğini söyledi.
Halkçı belediyecilik için kent sözleşmesi taslağı
Bizler kentimizin yönetimi ile ilgili konularda söz ve karar sahibi olmak istiyoruz. Katılımcı yerel yönetimler yerel demokrasinin olmazsa olmazıdır. Etkin ve demokratik yerel yönetimler için merkezi vesayeti ortadan kaldıran anayasal ve yasal düzenlemelerin bir an önce yapılmasını savunuyoruz.
Mücadelemiz, halkın iradesinin çiğnenerek yok sayılmadığı, kayyumların atanmadığı, seçilmişlerin baskıyla istifa ettirilmediği demokratik yerel yönetimler içindir.
Mücadelemiz, mevcut baskıcı ve demokrasi karşıtı iktidar koalisyonunu geriletmek ve
egemenlik alanını daraltmak içindir. Elde edilecek her başarı, 31 Mart sonrasında da demokrasi mücadelesini geliştirecektir.
Kentte insanca yaşama hakkının bir temel insan hakkı olduğunu bilerek, bizlerden destek
bekleyen adaylardan aşağıda açıkladığımız ilkelere uygun çalışma sözü istiyoruz…
Nasıl bir kentte yaşamak istiyoruz ve kent yönetiminden beklentilerimiz
1. Katılımcı yönetim
Yaşadığı kentin yönetimine katılmak her bireyin temel hakkı ve sorumluluğudur.
Her sokak, her mahalle, her ilçe, her il yerinden yönetilir.
Halkçı belediyecilik için yönetime katılım; mahalle/semt meclislerinin oluşturulmasın» sağlamak, kent konseylerine işlerlik kazandırmak yoluyla mümkün olacaktır.
Tüm toplumsal kesimlerin kent yönetimine ortak edilmesi; muhtarlar, meslek odaları, emek örgütleri, sivil toplum kuruluşları, dernek ve yurttaş girişimleri ile ortak çalışılması esastır.
2. Ayrımcılık ve şiddetle mücadele
Yerel yönetimler inanç, kimlik, kültür, parti ayırmaksızın, kent hakkının kullanılması, özgür v« eşit yaşam için gereken araç, imkan ve örgütlenmeleri yaratır.
Yerel yönetimler tüm farklılıklara saygılı davranarak, toplumsal ihtiyaçlarını karşılar ve yönetimlere dahil eder. Ayrımcılık ve şiddetle mücadele eder.
Kenti paylaşan bütün canlıların sağlık, barınma ve yaşam hakkının korunması yerel yönetimlerin temel görevlerindendir.
3. Dürüst, şeffaf, hesap verebilir yönetim anlayışı
Yerel yönetimler, dürüstlüğü, şeffaflığı ve denetime açık hesap verebilirliği sağlamakla yükümlüdür.
Kent planları ve kent bütçesi, halkın ihtiyaç ve önerilerini temel alarak hazırlanır.
Kent planları, en geniş katılımla, çevre/ekoloji-insan dengesi gözetilerek yapılır, şeffaf izlen
4. Toplumsal cinsiyet eşitliği
Kadınların yerel yönetimlere eşit katılımı temel bir haktır. Kadınlar ayrıma uğramaksızın kamusal alanda özgürce yer alır.
Yerel yönetimler, kadınların adil ve eşit olarak, sosyal, kültürel, kamusal yaşama ve üretim» katılması için her türden tedbir ve teşviki, kadınların geniş katılımıyla planlar ve uygular.
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin her alanda sağlanması, yerel yöneticilerin temel görevlerindendir.
5. Rant dağıtmak değil, halk için belediye hizmetleri
Belediye hizmetlerinden kişisel rant sağlamak ve rant dağıtmak utanç verici bir suçtur.
Kentte yaşayanlara ait olan tüm kent kaynakları kent yaşamını geliştirmek, halkın yaşam kalitesini arttırmak amacıyla kullanılır. Kent rantı sadece halka hizmet olarak değerlendirilir.
6. Kent olanaklarına erişim
Konut, su, elektrik ve ulaşım kullanımı, kültüre ve kentin tüm olanaklarına erişim, temel insan hakkıdır.
Kentte yaşayan çocuk, yaşlı ve engelli dahil herkesin bu haklara en kolay ve en az maliyetle, güvenli ve sağlıklı erişmesini sağlamak yerel yöneticilerin öncelikli görevidir.
7. Gençlerin kent yönetimlerine katılımı
Yerel yönetimler toplumun ve kentin bugünü ve geleceği olan gençliği gözetir; gençlere sosyal alan açarak, gelişim olanakları sağlar. Kent yönetiminde genç temsiliyetine önem verir.
Yerel yönetimler, merkezi yönetim ve sivil toplum örgütleriyle birlikte çocuk haklarının korunması, geliştirilmesi, bütün çocukların sağlıklı ve güvenli ortamlarda yaşaması için programlar geliştirir.
Kent yoksullarını ve artan sorunlardan en fazla etkilenen kadınları, çocukları, engellileri ve yaşlıları koruyucu politikalara öncelik verir.
8. Kent varlığının korunması
Yerel yönetimler kent kültürünün yaratıcı ve çok sesli yönetimini sağlar.
Kent coğrafyasını tehdit eden projeleri önler, her türlü afet riskine karşı gerekli eylem planlarını hazırlar.
Kent kimliğinin korunması ve geliştirilmesi için kamusal nitelikli projeleri teşvik eder, kentin tarihi ve doğal mirasının yaşatılması çalışmalarını uluslararası normlarla yürütür.
Tarihi miras alanlarındaki yenileme projeleri, tarihi doku ile bölgede yaşayanların
sosyoekonomik gelişimi ve yerinden etmemek başta olmak üzere temel hakları gözetilerek planlanır. Kentin bir kimliği olması yaklaşımıyla, o kentin tarihi mirasının doğal ve mimari yapıda yaşatılması ve geliştirilmesi çalışmalarını yürütmekle yükümlüdür.I
9. Kentin geleceği
Kentsel yenileme projeleri, mülksüzleştirme olmaksızın, hak sahipliği korunarak, yerelde yaşayanların kararlara katılımıyla birer iyileştirme çalışması olarak gerçekleştirilir.
Kentlilerin hep birlikte kullanabileceği kamu mülkleri özelleştirilemez, imara açılamaz, korunarak, ekolojik belediyecilik anlayışı ile tüm kent yaşayanlarının dinlenme, kültür-sanat ve spor faaliyetlerine sunulur.
Yerel yönetimler, ekolojik sürdürülebilirlik ilkesini, bütün plan, proje ve uygulamalarının odağına alır. Bilinçli üretim ve tüketim, geri dönüşüm, yenilenebilir enerji gibi alanlarda gerekli altyapıları hazırlar ve uygular. Biz, bu sözleşmeye imza atanlar bu sözleşmenin benimsediği yönetim anlayışını mahalle, ilçe ve il düzeyinde her fırsatta savunuruz.
Halkçı belediyecilik kentte yaşayan her bireyin daha iyi, huzurlu, mutlu bir yaşam sürmesini gözetir. Yerel seçimlerde aday olacak siyasilerin, halk iradesinin yerel yönetime yansıması anlayışını benimsediklerini görmek isteriz.
Seçilecek yöneticilerin, önümüzdeki süreçte bu anlayışa uygun olarak çalışmasını kararlılıkla izleyeceğimize ve çalışmalara katılmak için gerekli yerel örgütlenmeleri canlı tutacağımıza dair birbirimize söz veririz…
BursaMuhalif.com