Gıda işçisi bir kadın / BURSA
Gıda ve restoran sektöründe hizmet veren Köfteci Yusuf A.Ş, 1996’da İznik’te kuruldu. Avrupa standartlarında Türkiye’nin en büyük köfte fabrikası unvanına sahip. Bursa’da 17, İstanbul’da 12, İzmir’de 7, Ankara’da 11, Aydın’da 3, Kocaeli’ de 2, Bilecik’te 2, Eskişehir’de 2, Balıkesir’de 3, Antalya, Burdur, Çanakkale, Denizli, Isparta, Kırıkkale, Sakarya, Yalova ve Kütahya’da birer olmak üzere toplam 68 noktada satış yapıyor. 6 binin üzerinde çalışanı var.
Ben kasap bölümünde çalışıyorum, bazen eleman eksildiğinde farklı bölümlere de takviye oluyoruz. İki vardiya çalışıyoruz; sabah saat 5’te kalkıyoruz, 6’da işbaşı yapıyoruz, saat 14’te vardiyamız bitmesine rağmen yoğunluk var diye 1.5 saat daha çalıştırıyorlar. Bazen mesailerimizi veriyorlar, bazen de ‘izin olarak kullanırsınız’ diyorlar. Fakat henüz çok kullananımız olamadı. Bir de sabah 7 ve akşam 8 arası çalışanlar var, yani günlük 10 saat, saat 14’te gelenlerimiz gece 2-3 gibi evinde olabiliyor.
Kadın istihdamı sağlamakla övünüyor Köfteci Yusuf. Doğru, çoğunluğunu kadın işçiler oluşturuyor. Gel gör ki nasıl bir istihdam! Çalışma sistemi çok ağır. Kasap bölümünde et doğruyorsun ve 10 saat ayaktasın. Genelde boyun, bel fıtığı oluyorsun; en çok da bıçak tutmaktan bileklerimiz ağrıyor. Bize verdikleri bıçaklar iyi kesmiyor ve sürekli “çabuk olun” diye bağırıyorlar. Biz de iş çıksın, bağırmasınlar diye kendi cebimizden gidip keskin bıçaklar almak zorunda kalıyoruz.
Aldığımız maaş asgari ücret, bir yıllık da olsan on yıllık da olsan aynı ücret. Evden işe, işten eve gelip gidiyoruz. Hiçbir sosyal yaşantımız yok. Hafta sonu tatilimiz işin yoğunluğuna göre hafta içi herhangi bir gün belirleniyor, acil bir işin oluyor kesinlikle izin alamıyorsun. Yazın işler yoğun oluyor, çalışacak eleman alınıyor, kışın yarısı işten çıkartılıyor, hiçbir sosyal güvencen yok.
Şimdi bir de kıdem tazminatının fona devri diyorlar. Benim bundan anladığım elimizden tamamen alacakları… Zaten yeterince sömürülüyoruz bununla birlikte tamamen köle olacağımızı düşünüyorum. Eğer sendikalarda örgütlenmez, hakkımızı aramazsak daha çok üzerimizde tepinecekler. Böyle giderse çocuklarımız için hiçbir güvenli gelecek göremiyorum.
Kaynak: ekmekvegul.net